Background Image
Previous Page  69 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 69 / 477 Next Page
Page Background

Hekimin Hastayı Aydınlatma Yükümlülüğünden Kaynaklanan Taziminat Sorumluluğu

68

Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği tanık beyanı ile de

ispatlanabilir. Bu durumda, tanık delilinin takdiri delil niteliği gözden

kaçırılmaması, her iki taraf tanıklarının beyanlarının karşılaştırılması,

müdahalenin niteliği ve olayların gelişim biçimi ile genel hayat tec-

rübelerinden yararlanılmak suretiyle, bu tanık beyanları irdelenerek

hangi tanık beyanına üstünlük tanınacağı belirlenmelidir. Aydınlatma

yükümlülüğünün yerine getirildiğinin ispatında bazen genel yaşam

tecrübelerinden de yararlanıldığı ve böyle bir konuda aydınlatma ya-

pılan hastanın davranış biçiminin bu olup olmayacağına göre sübut

sorununun çözüldüğü görülmektedir. İdrar tahlili sonucu iltihap ya

da taş teşhisi konularak on günlük ilaç tedavisine başlayan ve aldığı

bu ilaç nedeniyle tedavinin dokuzuncu gününde mide kanaması ge-

çiren hastanın,aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeyen hekim

aleyhine açtığı davanın reddi üzerine Yargıtay, midesinden rahatsız

olan davacının yan etkiler konusunda uyarılmasına rağmen o ilacı al-

masının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirtmek suretiyle

hekimin aydınlatma yükümlülüğünü ihlal ettiği sonucuna varmıştır.

90

dudak, 1,5 yaşındayken damak ve 19 yaşındayken de burun ameliyatı olmuş olan

davacıya; mahkemenin kabulünün aksine, mevcut durumun mümkün olduğu kadar

ameliyatla düzeltilebileceğinin ve bu kapsamda ileride de gerek görüldüğü takdirde ilave

ve farklı şekilde müdahalelerin yapılabileceğinin doktor tarafından anlatıldığı ve bu

koşullarla ameliyat yapılmasına davacının rıza gösterdiği anlaşılmaktadır. Nitekim dosya

kapsamındaki hasta muayene belgelerinden 09.07.2001, 26.03.2003, 27.08.2003 tarihli

olanlarda açıklandığı üzere; davalı tarafça davacıya ilave müdahaleler yapılmış ve yapılacak

yeni müdahaleler de davacıya bildirilmiştir. Bu nedenlerle, davacının, sağlık durumunu,

yapılacak müdahaleyi ve etkileri ile sonuçlarını bütün ayrıntılarıyla bildiğinin, bu konuda

yeteri kadar aydınlatıldığının ve ameliyata onay vermesinin hukuka uygun şekilde yapılan

irade bildirimi olduğunun kabulü gerekmektedir”

demiştir.

90

Yargıtay, “

...davalı, davacıya verilen ilaçlar arasında bulunan ’’E... tablet’’ adlı ilacın mide

hassasiyeti olan hastalarda yan etkisinin olabileceğini ancak davacıya sorulmasına rağmen

böyle bir hassasiyeti olduğunu bildirilmediğini savunmuştur. Davacı, davalı tarafından bu

ilaçla ilgili olarak kendisinin uyarılmadığını ve mide şikayeti ile ilgili soru sorulmadığını

bildirmiştir. Diğer yandan hükme esas alınan Üroloji Uzmanı operatör tarafından

hazırlanan bilirkişi raporunda; ağrı kesici etkisi yönüyle kullanıldığı anlaşılan E... tablet

türü ilaçların mide bağırsak sisteminde rahatsızlığı bulunan hastalarda dikkatli kullanılması,

mümkünse kullanımından kaçınılması, mide kanamasının bu tür ilaçların beklenebilecek yan

etkisi olduğundan kullanılması zorunluluk arz ediyorsa mide koruyucu bir ilaçla birlikte

kullanılmasının uygun olacağı şeklinde görüş bildirilmesine rağmen; hekimin beyanı

gözetilerek hastanın önceden uyarılmış olduğunun kabulü ile ortaya çıkan komplikasyonların

tamamen ilacın yan etkisi olup, davalıların kusurlarının olmadığı kanaatine varılmıştır.

Davalı tarafından davacının bu konuda bilgilendirildiğine ve gerekli önlemlerin alındığına

ilişkin davalı doktorun mücerret beyanı dışında dosyada herhangi bir bulgu ve belge

yoktur. Ayrıca tedavi öncesi, mide şikayeti olan davacının bu konuda uyarılmasına ve soru

sorulmasına rağmen, kendi sağlığını riske atacak şekilde bu durumu bildirmeyerek ve ısrarla