Background Image
Previous Page  21 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 21 / 537 Next Page
Page Background

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Yayın Sözleşmesine” İlişkin Getirdiği Yenilikler ve ...

20

kavramı yerine

“yayımlatan”

ifadesinin kullanılması bir seçenek olabilse

de

15

6098 sayılı TBK’da, fikri mülkiyet hukukuna ilişkin ana kanun nite-

liğindeki FSEK’te kabul edildiği üzere artık yerleşmiş ve kabul görmüş

bir kavram olan

“eser sahibi”

kavramı tercih edilebilir veya en azından bir

terim birliği gözetilebilirdi. Bu uyumsuzluk daha önce de belirttiğimiz

gibi kavram karmaşasına yol açmakta ve terim birliğini bozmaktadır.

16

6098 sayılı TBK md. 489’da yer alan bir diğer yanlış, “

yayımla-

tan.......eser korunmakta ise, telif hakkının olmamasından sorumludur

” ifa-

desidir. Aslında burada kastedilen telif hakkı değil, mali haktır.

17

Zira

bilindiği gibi telif hakkı hem mali hakları hem de manevi hakları kap-

samakta ve Türk fikri mülkiyet hukuku sistemine göre manevi hakla-

rın kural olarak

18

devri mümkün olmamaktadır. Bu maddenin karşılığı

olan 818 sayılı BK md. 373’te de

“telif hakkı”

ifadesi geçmektedir ancak

6098 sayılı TBK düzenlenirken bu ifade değiştirilmemiştir. Aynı hata

6098 sayılı TBK md. 501/II’de de tekrarlanmıştır.

Tüm bu kavramlar dikkate alındığında daha önce de belirttiğimiz

gibi 6098 sayılı TBK’nın, Basın Kanunu ve FSEK ile uyumlu kavramlar

tercih etmediği ve hatta kendi içerisinde de tutarlı olmadığı söylenebi-

lir. Buna ek olarak 6098 sayılı TBK’da yerleşmiş sistematik ayrımlara

15 Yavuz, yayın sözleşmesinin bir tarafını her zaman yayınlayanın (naşir) oluşturdu-

ğunu ancak diğer tarafın her zaman eser sahibinden oluşmadığını; bu nedenle ya-

yımlatan ifadesinin kullanılması gerektiğini savunmaktadır. (Yavuz, s. 415). Aynı

yönde bkz. Tunçomağ, s. 583.

16 İBK’nın yayın sözleşmesini tanımlayan 380. maddesi,

“eserin müellifi”

kavramı ye-

rine önce

“eser sahibi”

(Urheber) kavramını kullanmakta daha sonra da

“veya ha-

lefleri (yayımlatan)”

(Verlaggeber) demektedir. Buna göre yayın sözleşmesinin bir

tarafını bir edebi veya sanat eserinin sahibi (Urheber) veya yayımlatan olarak ifa-

de edilen halefleri (Rechtsnachfolger-Verlaggeber) oluşturmaktadır. O halde İBK,

TBK’da olduğu gibi eser sahibi veya yayımlatan kelimelerini birbirlerinin yerini

alacak şekilde kullanmamakta; eser sahibinin yerini alan haleflerin varlığı halinde

bunlar artık eser sahibi olmadıkları için yayımlatan olarak adlandırılmaktadır.

17 Kılıçoğlu, Eleştiriler, s. 87-88.

18 Manevi haklar-mali haklar ayrımı yapılırken manevi hakların, mali hakların ak-

sine hukuki işlemlere konu olamayacağı ve miras yoluyla intikal edemeyeceği

vurgulanmaktadır. Ancak bu açıklama tam anlamıyla doğru değildir. Bir kere

bazı manevi hakların kendisi olmasa bile bunları kullanma yetkisi sözleşme ile bir

başkasına bırakılabilir. Örneğin umuma arz hakkı ve eserde değişiklik yapılması

hakkı böyledir. Manevi hakların miras yoluyla intikal edemeyeceği hususu ise bu

hakların mali haklarda olduğu gibi terekeye dahil olmadığını ifade etmektedir.

FSEK md. 19 uyarınca manevi haklar sırasıyla, ölen eser sahibinin sağ kalan eşi ile

çocuklarına ve mansup (iradi) mirasçılarına, ana – babasına ve kardeşlerine aittir.

Bu konu ile ilgili ayrıntılı açıklama için bkz. Kılıçoğlu, Fikri Haklar, s. 221-222.