

Kadın ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddete Karşı 6284 Sayılı Kanunun Getirdikleri
338
ya da birkaçının alınması talimatını verebilirdi. …uygulanan şidde-
tin seviyesi göz önüne alındığında, Cumhuriyet savcılığı başvuranın
4320 sayılı Kanun’un uygulanmasını özel olarak talep etmesini bek-
lemeden, kendi inisiyatifiyle söz konusu kanunun içerdiği tedbirleri
uygulamalıydı.
“…AİHM, bu davadaki cezai soruşturmanın, o tarihte yürürlükte olan
iç hukuk hükümleri kapsamında (eski Türk Ceza Kanunu’nun 456/4, 457. ve
460. maddeleri), kovuşturmanın başvuranın ve annesinin şikâyetlerini takip
etmelerine bağlı olmasını ve sözkonusu hükümlerin 10 gün ya da fazla bir
süre için rahatsızlık ya da iş göremezlik durumuyla sonuçlanmayan durum-
larda kovuşturma makamlarının cezai soruşturmaya devam etmelerine izin
vermemesini esefle karşılar. Yukarıda anılan hükümlerin ve genel itibarıyla
yerel makamların, H.O.’ya yönelik cezai işlemlere devam etmemesinin, baş-
vuranın annesini, yaşamının ve güvenliğinin korunmasından mahrum bı-
raktığını gözlemler. Diğer bir ifadeyle, o tarihte yürürlükte olan mevzuat, ve
özellikle de en az on gün iş göremezliğe ilişkin şart nedeniyle, devlet her türlü
aile içi şiddeti cezalandıran ve mağdurlara yeterli güvence sağlayan bir sistem
geliştirmek ve bu sistemi etkin bir biçimde uygulamak şeklindeki pozitif yü-
kümlülüğünü yerine getirmemiştir. …devletin yaşamı tehlikede olan bir bire-
yi korumaya yönelik önleyici tedbirler almasına ilişkin pozitif yükümlülüğü
ışığında, sicilinde şiddet eylemleri olan bir şüpheliyle karşı karşıya olan yerel
makamların, başvuranın annesini korumak amacıyla durumun ciddiyetiyle
bağdaşan özel tedbirler almaları beklenebilirdi. …Ancak bunun aksine, baş-
vuranın annesinin sürekli korunma taleplerine karşın, polis ve sulh ceza mah-
kemesi, H.O.’nun yalnızca ifadesini almış ve kendisini serbest bırakmıştır.
Yetkililerin, ifade almak dışında, yaklaşık iki hafta boyunca pasif kaldığı süre
zarfında, H.O. başvuranın annesini öldürmüştür. …Dolayısıyla, AİHS’nin
2. maddesi kapsamında, başvuranın annesinin yaşama hakkını korumaya dair
pozitif yükümlülüklerini yerine getirememişlerdir. …Ayrıca, AİHM, bu da-
vada uygulandığı üzere, ceza hukuku sisteminin, H.O.’nun işlediği kanunsuz
eylemlerin etkili bir biçimde önlenmesini sağlayacak yeterli caydırıcı etkiyi
haiz olmadığı kanısına varmıştır. …Sulh Ceza Mahkemesi›nin, başvuranı
yedi yerinden bıçaklamasına karşılık olarak H.O.›yu, taksitlere bölünebilen,
cüz’i bir para cezasına çarptırması karşısında şaşkınlık içinde kalmıştır. …
bu davadaki yargı kararlarının, etkililikten yoksunluk ve belirli bir hoşgörü
ortaya koyduğunu ve H.O.’nun yaptıkları üzerinde gözle görülebilir hiçbir
önleyici veya caydırıcı etkisinin olmadığı… 4320 sayılı Kanun’un yürürlüğe