

TBB Dergisi 2012 (101)
Hüsamettin UĞUR
339
girdiği 14 Ocak 1998 tarihine kadar Türk hukukunun, savunmasız kişileri
aile içi şiddete karşı korumayı amaçlayan idari ve güvenliği sağlayıcı tedbirler
almamış olduğunu… Bu tarihten sonra dahi, ulusal makamların başvuranı
eşine karşı koruyabilmek amacıyla sözkonusu kanunun sağladığı tedbirlere
ve yaptırımlara başvurmadıkları …başvuranın fiziksel bütünlüğünün eşi ta-
rafından ciddi biçimde ihlal edilmesine rağmen devlet yetkililerince caydırıcı
koruma önlemlerinin alınmamış olması sebebiyle AİHS’nin 3. maddesinin
ihlal edildiği, AİHM, yukarıda kaydedilenler ışığında, başvuranın itiraz edi-
lemeyecek istatistik bilgilere dayanarak aile içi şiddetin esas olarak kadınları
etkilediğine ve Türkiye’deki genel ve ayrımcı adli pasifliğin, aile içi şiddeti
teşvik eden bir atmosfer yarattığına ilişkin prima facie bir göstergenin mev-
cudiyetini ispat edebildiği… (bu) pasifliğin, kasıtlı olmasa dahi, esas olarak
kadınları etkilediğine ilişkin yukarıda kaydedilen tespitini göz önüne alan
AİHM, başvuran ve annesinin çektikleri sıkıntının kadınlara karşı ayrımcılık
türlerinden biri olan cinsiyete dayalı şiddet olarak kabul edilebileceği…”
9
AİHM bu kararla, aile içi şiddet konusunda, gerekli tedbirleri al-
mamak ve kadın mağduru koruyamamaktan dolayı ilk kez bir devleti
(Türkiye’yi) tazminata mahkum etmiştir.
10
6284 Sayılı Kanunun Genel Olarak Değerlendirilmesi
4320 sayılı Kanun’un uygulamaya cevap vermediği düşünülerek,
kadınlara yönelik şiddet eylemleri konusunda Türk yargısının AİHM
tarafından
“esefle ve şaşkınlıkla”
karşılanan kötü uygulamalarının teşhir
ve tescil edilmesiyle, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı
Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 8 Mart 2012 tarihinde (Dünya Ka-
dınlar Gününde) TBMM’nde kabul edilerek, 20 Mart 2012 tarihinde
yürürlüğe girmiştir.
11
9
UYAP İçtihat Sorgu sayfasından alınmıştır. Parağraf: 145, 148, 153, 169, 170, 171,
176, 198, 200.
10
Moroğlu, Nazan,
“Kadına Karşı ŞiddetinÖnlenmesi, 6284 sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşme-
si”
,
http://portal.ubap.org.tr/App_Themes/Dergi/2012-99-1169.pdfE.T.:9.7.2012
11
Bir Milletvekili 8 Mart’ın güzel bir gün olmadığını şu şekilde açıklamıştır:
“8 Mart,
1857 yılında New York’ta bir tekstil fabrikasında çalışma koşullarının kötü olması nede-
niyle grev yapan işçilerle ilgili bir gündür ve o işçiler, polis müdahalesi sırasında fabrikaya
kilitlendiklerinden daha sonra çıkan yangında kendilerini kurtaramamış ve ölmüşlerdir.
129 tane ölen kadın adına, 1857 yılında olan bu olay, ta ki 1977’lerde dünyada kadınların,
emekçi kadınların günü diye tespit edilmiştir. Dolayısıyla 8 Mart güzel bir gün değildir
ama ben o zihniyeti çok da kınamıyorum çünkü maden ocağında ölenlere “Güzel öldü-
ler.” demekten çok farklı bir şey değildir.”
(TBMM, Genel Kurul Tutanağı, 24. Dönem,