

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
516
incelemelidir. Başvurucu Mahkeme’ye yaptığı başvuruda, etkisi
olduğunu söylemiştir. Başvurucu dilekçesinde, Bölge Mahkeme-
sinin duruşmanın başında Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlali su-
retiyle elde edilen maddi delillerin dışlanması talebini reddettiği
zaman, yargılamada artık ikrardan başka bir savunma seçeneğinin
kalmadığını belirtmiştir.
182.Mahkeme ilk olarak, duruşmanın ikinci gününde ikrarda bulun-
madan önce başvurucuya susma hakkının hatırlatıldığını ve suçla-
malar hakkında daha önce verdiği ifadelerden hiç birinin aleyhine
delil olarak kullanılmayacağının söylendiğini gözlemlemektedir.
Dolayısıyla Mahkeme, ulusal mevzuatın ve pratiğin, kötü mua-
mele vasıtasıyla elde edilmiş ikrarlara bir sonuç bağladığına
(krş.
Hulki Güneş – Türkiye, no. 28490/, 95, §91, ECHR 2003-VII; ve yuka-
rıda geçen Göçmen, §73)
ve başvurucunun durumunun bu noktada
Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edilmeden önceki duruma dön-
dürüldüğüne ikna olmuştur.
183.Dahası, bir müdafi ile temsil edilen başvurucu, duruşmanın ikinci
gününde ve duruşmanın sonunda verdiği ifadelerde, 1 Ekim 2002
tarihindeki olaylara rağmen, suçunun sorumluluğunu almak üze-
re ve pişmanlık saikiyle serbestçe ikrarda bulunduğunu vurgula-
mıştır (bk. yukarıda parag. 32). Başvurucu, tartışma konusu mad-
di delillerin kullanılmaması girişimi sonuçsuz kalmasına rağmen,
ikrarda bulunmuştur. Dolayısıyla Mahkeme’nin, başvurucunun
gerçeği söylemediğini, Bölge Mahkemesi yargılamanın başında
tartışma konusu maddi delilleri kullanmamaya karar vermiş ol-
saydı başvurucunun ikrarda bulunmayacağını ve bu nedenle ikra-
rın sanık haklarını ortadan kaldıran tedbirlerin bir sonucu olarak
görülmesi gerektiğini kabul etmesi için bir sebep yoktur.
184.Her halükarda Bölge Mahkemesinin karar gerekçesinden anla-
şılmaktadır ki, başvurucunun duruşmanın son gününde verdiği
ikinci ikrar, öldürme suçundan mahkum edilmesinde hayati bir
öneme sahip olup, ikrarda bulunmamış olsaydı, bu suçtan suçlu
bulunmayabilirdi (bk. yukarıda parag. 34 ve 35). Başvurucunun
ikrarında, tartışma konusu maddi deliller tarafından kanıtlana-
bilecek şeylerle alakası olmayan birçok ek unsur da yer almıştır.
Maddi deliller, J.’nin boğularak öldürüldüğünü ve başvurucunun