Background Image
Previous Page  512 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 512 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

511

diğer kararlar arasında, Windisch - Avusturya, 27 Eylül 1990, §23, Seri

A no. 186; Lüdi – İsviçre, 15 Haziran 1992, §43, Seri A no. 238; Funke

– Fransa, 25 Şubat 1993, §44, Seri A no. 256A; ve yukarıda geçen Saun-

ders, §68

).

170.Yukarıdaki ilkeler ışığında Mahkeme, başlangıçtan itibaren Söz-

leşme’deki hakları ihlal edilerek elde edilen delillerin kullanılma-

sına karşı çıkmış olan başvurucu aleyhindeki ceza davasının bir

bütün olarak adil sayılıp sayılamayacağını incelerken, ilk olarak,

söz konusu Sözleşme ihlalinin niteliğine ve bu ihlalle elde edilen

tartışma konusu delilin kapsamına bakmak zorundadır. Mahke-

me, başvurucunun ifadesinin, 1 Ekim 2002 sabahı E. tarafından

sorgulanması sırasında Sözleşme’nin 3. maddesi ihlal edilmek

suretiyle alındığı konusundaki tespitine (yukarıda parag. 108)

gönderme yapar. Mahkeme ayrıca başvurucunun Birstein’de veya

Birstein’a giderken ya da gelirken, maddi delilin yerini söylemesi

için ikinci bir kez tehdit edildiğine dair bir belirti bulunmadığı so-

nucuna (yukarıda parag. 99) varmıştır.

171.Mahkeme, Bölge Mahkemesinin, Birstein’de ve Emniyet Müdür-

lüğüne döndükten sonra verdiği ifadeler dahil, başvurucunun

ifadelerini sorgulama sırasında yapılan tehditlerin devam eden

etkisiyle verdiğini ve dolayısıyla kabuledilemez olduklarını (bk.

yukarıda parag. 29) tespit ettiğini, ama bu ifadelerin bir sonucu

olarak öğrenilen maddi delilleri kabuledilebilir bulduğunu kay-

deder. Mahkeme, tartışma konusu maddi delilin ulusal mahkeme-

ler önündeki davada, başvurucudan alınan ifadelerin bir sonucu

olarak soruşturma makamları tarafından öğrenilen bir delil olarak

nitelendirildiğini kaydeder (uzun erimli etki (“

Fernwirkung

”) – bk.

yukarıda parag. 31). Mahkeme, Sözleşme’nin 6. maddesine göre

yapacağı değerlendirme açısından, başvurucunun Sözleşme’nin 3.

maddesine aykırı sorgulanması ile başvurucunun ifadelerinin bir

sonucu olarak bulunan J.’nin cesedi ve sonra alınan otopsi raporu,

başvurucunun arabasının gölet kenarında bıraktığı tekerlek izleri,

J.’nin sırt çantası, elbiseleri ve başvurucunun daktilosu gibi top-

lanan maddi deliller arasındaki nedensellik ilişkisinin belirleyici

olduğu kanaatindedir. Bir başka deyişle, tartışma konusu maddi

deliller, Sözleşme’nin 3. maddesini ihlal eden polis tarafından ya-

pılan sorgunun doğrudan bir sonucu olarak toplanmıştır.