

TBB Dergisi 2012 (102)
Ahmet TAMER
95
kolay anlayabileceği bir dile çevrilmekte, diğer taraftan da günün ko-
şullarının gerektirdiği birtakım yeni hükümlere yer verilmektedir. Bu
yeni hükümler arasında şirketler hukuku ile ilgili olanlar önemli bir
yer tutmakta ve özellikle şirkete borçlanma yasağını düzenleyen 358
inci madde ile 395 inci maddenin ikinci fıkrası dikkat çekmektedir.
Kanunkoyucu, 6335 sayılı Kanun’la
1
yapılan değişikliklerden önce,
şirkete borçlanma yasağını, “
görev (yönetim kurulunda görev alıp alma-
ma)
” noktasında ikiye ayırarak “
pay sahipleri
” ve “
yönetim kurulu üyele-
ri
” için ayrı ayrı maddelerde ele almaktaydı. Ancak bu düzenlemelerde
öngörülen hükümler birarada değerlendirildiğinde, bunların şirkete
borçlanma yasağı getirilmesindeki amaçlara tam olarak uygun düşme-
diği görülüyordu. Zira pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağını dü-
zenleyen 358 inci madde, yönetim kurulu üyelerinin şirkete borçlanma
yasağını düzenleyen 395 inci maddenin ikinci fıkrasından daha ağır bir
sonuç içeriyordu. Gerçekten daha sonra da açıklanacağı üzere, 358 inci
maddenin yaptırımı kanunun emredici hükümlerine aykırılık sebebiy-
le söz konusu işlemin geçersizliği iken, 395 inci maddenin ikinci fıkrası-
nın yaptırımı şirket borçları sebebiyle şirket alacaklılarının borçlanılan
tutar kadar bu kişileri doğrudan takip edebilmeleriydi.
Hâlbuki şirkete borçlanma yasağı getirilmesindeki temel düşünce,
şirketle yakından ilgili kişilerin şirketle yapacakları birtakım iş ve iş-
lemlerle şirkete (özellikle şirketin ekonomik varlığına) zarar vermele-
rinin önlenmesi ve dolayısıyla şirketin devamına (sürdürülebilirliğine)
yönelebilecek risklerin baştan ortadan kaldırılmasıdır. Şirketin yöne-
tim ve temsil organı olan yönetim kurulu üyeleri bakımından bu tür
riskli işlemlerle şirkete zarar verilmesi ihtimalinin daha yüksek olduğu
bir gerçektir. Başka bir ifadeyle şirkete borçlanma yasağı getirilmesi,
şirketin yönetimi ve temsilinden sorumlu olan kişiler için hayatın ola-
ğan akışı içerisinde daha kabullenebilir (hak verilebilir) bir durumdur.
Bu nedenle önceki düzenlemelerde, yönetim kurulu üyelerinin şirkete
borçlanma yasağının pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağına göre
daha ağır (sıkı) kural ve yaptırımlara bağlanması gerekirken, tam tersi
bir durum yer almaktaydı.
1 6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygu-
lama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 30/06/2012
tarihli ve 28339 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.