

TBB Dergisi 2012 (102)
Ahmet TAMER
97
için daha ağır bir sonuç bağlamak kolay açıklanabilir bir durum
değildir. Zira şirketin temsili ve yönetilmesi konusunda yönetim
kurulu üyelerinin pay sahibi olup olmaması büyük bir önem taşı-
maz. Pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri yapacakları borçlan-
ma işlemleriyle şirket malvarlığını ne kadar riske sokabileceklerse,
pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri de yapacakları borç-
lanma işlemleriyle şirketi o derece riske sokabilirler. Ayrıca nor-
mal şartlarda bir kimsenin pay sahibi olduğu şirkete manevi olarak
daha bağlı olacağı, bu nedenle ortağı olan şirketin zarar görmesini
istemeyeceği de bir gerçektir. Bu bakımdan, pay sahibi olmayan
yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi olan yönetim kurulu üyele-
rine nazaran, yapacakları borçlanma işlemleriyle şirketi riske sok-
ma ihtimalinin daha fazla olduğu dahi savunulabilir.
c) Bunun yanısıra yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahiplerinin,
pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyelerine nazaran daha ağır
sonuçlara tabi kılınması da yönetim kurulu üyeleri hakkında daha
ağır hükümlerin getirilmesi gerektiği düşüncesine uygun düşme-
mektedir.
d) Öte yandan ne şirketin ortağı ne de şirketin yönetim kurulu üye-
si olduğu halde, yönetim kurulu üyelerine yakınlıkları sebebiyle
bazı kimseler hakkında da şirkete borçlanma yasağının öngörül-
mesi anlaşılabilir bir durumdur. Hatta şirkete borçlanma yasağı
altındaki yönetim kurulu üyelerinin, kanunun hükmünü dolan-
mak amacıyla, gerçekte kendileri borçlandığı halde kendilerine
yakın kimseleri şirkete karşı borçlanmış gibi göstermeleri ihtima-
li karşısında, bu kişilere yakın bazı kimseler hakkında da şirkete
borçlanma yasağının getirilmesi gerektiği dahi savunulabilir. Ni-
tekim 395 inci maddenin ikinci fıkrasında, pay sahibi olsun veya
olmasın (herhangi bir ayrım yapılmaksızın) bütün yönetim kurulu
üyelerinin yakınları için şirkete borçlanma yasağı öngörülmüştür.
Ancak pay sahibi olan yönetim kurulu üyeleri 358 inci maddeye
tabi iken, bunların pay sahibi olmayan yakınlarının 395 inci mad-
denin ikinci fıkrasına tabi kılınması ilginçtir. Zira pay sahibi olan
yönetim kurulu üyeleri, yaptırımı nispeten daha yumuşak olan
395 inci maddenin ikinci fıkrasını işletmek (bir bakıma kanunu
dolanmak) için, şirkete borçlanma işlemlerini pay sahibi olmayan
yakınları aracılığıyla yapabilir.