Background Image
Previous Page  356 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 356 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (103)

Erol ÇİÇEK

355

Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar pozitif haklar olduğundan

devletlerin olumlu edimlerde bulunmasını gerektirmektedir. Sivil ve

politik haklar ise devlete negatif sorumluluk yüklemektedir. Bunun

anlamı ise, bu hakların devlet veya 3. kişiler tarafından ihlal edilmesini

engellemekten ibarettir.

1.6. Rio deklarasyonu 10. maddesi çevre hakkının en kapsamlı

tanımını yapmaktadır:

Çevre konuları tüm ilgili vatandaşların uygun seviyede katılımıy-

la ele alınabilir. Ulusal seviyede, her birey çevreye dair umumi ma-

kamlarca tutulan bilgilere zararlı maddelere dair bilgileri ve kendi

topluluklarındaki faaliyetleri içerecek şekilde erişim hakkına ve karar

verme süreçlerine katılım fırsatına sahip olmalıdır. Devletler bilgiyi

geniş bir şekilde elde edilebilir yaparak ulusal bilinç ve katılımı kolay-

laştırmak ve teşvik etmelidirler. Islah ve çareyi de içeren adli ve idari

raporlara etkili erişim sağlanmalıdır.

Bu madde, belkide çevre hakkına en kapsamlı tanımı getiren 1998

UN/ECE Aarhus Konvansiyonu’nun ilham kaynağı olmuştur. Bu

sözleşmenin çevresel demokrasiyi getirdiği ileri sürülmektedir. Çevre

ile ilgili bilgiye erişim hakının genişlemiş ve bilginin verilemeyeceği

durumlar çok sınırlanmıştır. Kamunun karar alma süreçlerine katı-

lımı kabul edilmiştir. Yargıya erişim konusunda AB ülkeleri (NGO)

sivil toplum kuruluşlarına çevreyle ilgili konularda, Avrupa Adalet

Divanı’na (ECJ) doğrudan başvuru olanağı tanınmıştır.

1.7. 21 Kasım 1990 tarihli Avrupa Güvenlik ve İşbirliği

Konferansı, Yeni Bir Avrupa için Paris Şartı’nda;

“İnsan hakları ve temel hürriyetler, tüm insanların doğumlarıyla birlikte

iktisap ettikleri vazgeçilmez haklardır ve kanunlarla garanti altına alınmışlar-

dır. Bunların korunması ve geliştirilmesi devletin başta gelen görevidir. Bun-

lara saygı, zorba bir devlete karşı asıl güvenceyi oluşturur. Bunlara uyulması

ve tam olarak uygulanması hürriyetin, adaletin ve barışın temelidir.”

“...Demokrasinin temelinde insana saygı ve hukukun üstünlüğü yatar.

Demokrasi, ifade hürriyetinin, toplumun her kesimine karşı hoşgörünün ve

herkes için fırsat eşitliğinin en iyi güvencesidir.”