

Suçların ve Cezaların Kanuniliği İlkesi
236
dığının) kabulü gerektiği ve bu hukuki değerlendirmeye göre atılı
eylemin 556 Sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşturmadığı
sonucuna varmıştır
27
.
Karar, TCK’nun 2/2. maddesi gereği KHK ile suç ve ceza yaratıla-
mayacağını belirtmesi açısından önemliyse de Yargıtay’ın söz konusu
KHK’yi TCK’nun 5. maddesi dâhilinde değerlendirmesi anlaşılabilir
değildir. Zira bu madde, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlar-
daki suçlar açısından uygulanma kabiliyetine sahiptir. Dolayısıyla suç
ve cezanın yer aldığı düzenleme mutlaka kanun olmalıdır. Oysa KHK,
kanun olmayıp istisnai kullanım alanı olan ve bu alanla sınırlı olmak
üzere kanun hükmünde kabul edilen idarenin bir düzenleyici işlemi-
dir. Diğer taraftan temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan suç ve cezala-
rın Anayasa’nın 38. ve 91. maddeleri gereği KHK ile konulamayacağı
açıktır. Aksi yönde bir kabul kanunilik ilkesini korumak bir yana ona
aykırılık teşkil edecektir
28
.
TCK’nun 2. maddesi gereği güvenlik tedbirleri de ancak Kanunla
konabilir.
TCK’nun 61/10. maddesi hükmünü belirlilik ilkesinin bir yansı-
ması olarak kabul etmek gerekir. Zira ilgili madde gereği, Kanunda
açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne arttırılabilir, ne eksiltilebilir, ne
de değiştirilebilir.
Belirlilik ilkesi suç ve ceza içeren normların açık olmasını gerekti-
rir. Bu sebeple birden fazla anlama gelebilecek sözcük ve deyimlerden
kaçınılmalıdır. Böylece bireyler hangi davranışlarının suç olduğunu
bilebilir, hâkimler somut olaya normu rahatlıkla uygulayabilir ve avu-
katlar da müvekkillerini savunabilirler
29
.
Doktrinde, özellikle bazı suç tiplerinde ifade olunan kelimelerin
belirlilikten uzak olması bakımından kanunilik ilkesine aykırılık teşkil
ettiği, örneğin görevi kötüye kullanma suçunun yeterli ölçüde belir-
li olmadığı ifade edilmektedir
30
. Ancak fiilin normatif unsuruna dâhil
olan bir terimin, hukuk sisteminde geçerli bir diğer kanun ya da suç
27
Yargıtay 7. CD., 2007/7050 E., 2010/362 K., 21.1.2010 T.
28
Bkz. aynı yönde; Yargıtay CGK, 1998/7-135 E., 1998/200 K., 2.6.1998 T.
29
Hakeri, s. 36 vd.
30
Hakeri, s. 37.