Background Image
Previous Page  406 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 406 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (104)

Disiplin Kurulu Kararları

405

katılma talebinde bulundukları, katılma talebinin kabul edildiği ve

yargılamanın sürdüğü anlaşılmıştır.

Dosyada bulunan Bakırköy 25.Noterliğinin 07.03.2002 tarih 6782

sayılı genel vekaletnamesi ile şikâyetli avukatın kooperatif vekili

olarak görevlendirildiği, zaten taraf beyanları ile de şikâyetli avuka-

tın kooperatif vekili olduğu ve Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesinin

2009/127 Esas sayılı davasında sanıklar vekili olarak görev yaptığı ta-

rihte de bu görevini sürdürdüğü taraflar arasında ihtilafsızdır. Bu du-

rum şikâyetli avukatın savunmalarında da kabul edilen bir husustur.

Şikayetli avukat kovuşturma aşamasında Disiplin Kurulu’na sun-

duğu 23.06.2010 tarihli yazılı savunmasının 3.maddesinde, “Bakırköy

2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/127 Esas sayılı davasında kullanma

zimmeti suçu işledikleri iddiası ile yargılanan sanıkların üzerlerine atı-

lı suçu işledikleri sabit olsa ve şayet bu suçtan bir zarar husule gelse,

suçun S.S. B. G. Çevresi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine karşı işlendiği

sabit olacağı gibi, işlenen suçtan da doğrudan kooperatif tüzel kişiliği-

nin zarar göreceği açık ve kesindir” dedikten sonra, sanıkların zimmet

suçunu işlemediklerini, kooperatif paralarının açılan şahsi hesapta tu-

tulmasının Vergi Dairesinden gelmesi beklenen haciz işlemine karşı

bir güvence olarak yapıldığını, bu hesapların kooperatif hesabı gibi

kullanıldığını, sanıkların menfaatlerinin ve kooperatifin de bir zara-

rının olmadığını ileri sürdüğü ve bu yönde delillerini sunduğu görül-

müştür.

Şikâyetli avukatın da kabul ettiği gibi, kendisi kooperatifin avuka-

tı iken, kooperatif eski başkan ve yönetim kurulu üyeleri hakkında, ko-

operatif paraları üzerinde “kullanma zimmeti” suçu işlendiği iddiası

ile dava açılmış ve şikâyetli avukat kooperatifin vekili olmasına karşın

bu kişilerin savunmasını üstlenmiştir. İddia karşısında, suçun sübutu

halinde kooperatif tüzel kişiliğinin zarara uğrayacağı, maddi zarar ol-

masa dahi kamu davasının konusunu oluşturan iddianın, sanıkların

kooperatif yöneticilikleri sıfatından kaynaklandığı, dolayısı ile iddia

karşısında kooperatif tüzel kişiliği ile sanıklar arasında menfaat çeliş-

kisinin bulunduğu açıktır. Şikâyetli avukatın, yargılama sonuçlanma-

dan, sanıkların haklı olduğunu, zimmet bulunmadığını, dolayısı ile

menfaat çelişkisinin bulunmadığını değerlendirme yetkisi ise bulun-

mamaktadır.