Background Image
Previous Page  164 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 164 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (105)

Zeynep Duygu ULUSOY

163

ceği üzere, suçun temel şekli açısından fail mağdurun özgüvenine ve

özsaygısına saldırıda bulunmak, sindirme, yıldırma, üzerinde baskı

kurmak amacıyla hareket etmelidir. Mobbing, çalışanın işyerinden

ayrılması amacına yönelik olarak yapılırsa ve bu sonuç gerçekleşirse

suçun nitelikli hali gerçekleşecektir. Suçun bu halinin en azından tak-

sirle işlenmesi gerekeceği söylenebilir. Mobbingin mağdurun intiha-

rına sebep olması durumunda ise suç netice sebebiyle ağırlaşmış suç

olarak kabul edilmelidir. Yukarıda suçun yapısal unsurları bakımın-

dan yapılan analiz sonucunda Ceza Kanunumuzda mobbing suçunun

düzenlenmesi halinde, bu suçun hareketin önemi bakımından serbest

hareketli bir suç olarak kabul edileceği söylenebilecektir. Bununla bir-

likte, hareketin sayısı bakımından itiyadi bir suç olduğu ortaya konu-

labilecektir. Ayrıca yine hareket unsuru bakımından, hareketin şekli

bağlamında icrai nitelikteki hareketlerle işlenebilecek bir suç olabile-

ceğini de söyleyebilmekteyiz. Netice yönünden ise suçun temel şekli

bakımından mobbing suçunun şeklî, diğer bir ifadeyle, sırf hareket

suçu olarak kabul edilebileceği söylenebilecektir. Mobbing sürecini

oluşturan bu hareketlerin yeterli bir süre ve sıklıkla yapılması sonu-

cunda suçun gerçekleşmiş olduğu kabul edilecektir. Diğer taraftan, su-

çun nitelikli hali bakımından ise maddi bir suç oluşturabileceği ifade

edilebilecektir. Bununla birlikte, mobbing suçu yine netice bakımın-

dan mütemadi bir suç görünümündedir. Son olarak, bir kimsenin ruh

ve beden sağlığına, itibarına, çalışma özgürlüğüne yönelik bir saldırı

mevcut olduğundan mobbing suçunun bir tehlike değil zarar suçu ol-

duğu söylenebilecektir.

Suçun yapısal unsurlarına yönelik yukarıda yapılan inceleme ve

değerlendirmenin ardından Ceza Kanunumuzda mobbing suçu ola-

rak bir suç şekli düzenlenecekse, ceza hukukuna hâkim suçta ve ce-

zada kanunilik ilkesi gereği önce suçun adının konulması sonra da

tanımlanması gerekmektedir. Mobbingin Türkçe dilindeki karşılık

terimin kullanımı bakımından çalışmanın ilgili kısımlarında da belir-

tildiği gibi bir yeknesaklık bulunmamaktadır. Ne var ki, Türkiye’de

gerek mahkeme içtihatlarında gerekse de yeni geliştirilen yasal dü-

zenlemelerde kavramı “psikolojik taciz” olarak niteleme eğiliminin

baskın olduğu görülmektedir. Ancak mobbingin sistemli, bir süreç

içinde devamlı bir şekilde gerçekleşen hiyerarşik olarak üstten asta

veya gruptan bireye yönelik şekilde gerçekleştirilebilen, bir kişilik