Background Image
Previous Page  181 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 181 / 505 Next Page
Page Background

Mükellefe İadesi Gereken Vergilerde Faiz Uygulanması

180

liği giderebileceğini belirtmiştir: “

İtirazın gerekçesi açıklanırken de belir-

tilmiş olduğu üzere, itiraz yoluna başvuran mahkeme, itiraz konusu kuralın,

ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhlarda yükümlülerce faiz ödenmesini

kabul ettiğini, buna karşılık, Devleti, hatalı biçimde veya yanlışlıkla tahsil

ettiği vergileri iade ederken bu tür bir faiz ödemekle yükümlü tutmadığını ve

böylece Devlet yararına ayrıcalık doğurduğunu iddia etmiştir. Öncelikle be-

lirtilmesi gereken nokta, bu tür bir gerekçe ile Anayasa’ya aykırılık iddiasın-

da bulunmanın mümkün olmadığıdır. Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki

kimi kararlarında açıkça belirtilmiş olduğu üzere Anayasa’ya uygunluk de-

netiminin yapılabilmesi için bu konunun Yasa Koyucu tarafından düzenlen-

miş olması gerekir. Bu bakımdan eksik düzenleme nedeniyle veya mevcut bir

kuralın uygulama alanını genişletmek amacıyla Anayasa’ya aykırılık iddiası

öne sürülemez. Mahkemenin başvurusunda öne sürülen “Devlet tahsil ettiği

verginin bir kısmını veya tamamını geri verirken faiz ödemiyor” savı; bir ek-

sik düzenleme iddiası olup, Anayasa’ya aykırılık nedeni olamaz Yasa Koyucu,

dilediği zaman bu eksikliği giderebilir

27

.

Anayasa Mahkemesi bu kararı ile aslında, mükellefe iade edilecek

vergilerde, kanunî bir düzenleme olmaksızın faiz ödenmesinin önüne

geçmiş olmaktadır.

Kararda devletin gecikme faizi almasının haklılığı açıklanmaya ça-

lışılmaktadır. Buna göre, “

Devlete ödenmesi gereken bir vergi borcunu vak-

tinde ödemeyen yükümlü, bu parayı başka amaçlarla kullanmakta ve çeşitli

yararlar sağlamaktadır. Buna karşılık devlet, vergi gelirlerinin bir kısmından

yoksun kalmakta ve bu durumda ya harcamalarını kısmak veya borçlanmak

zorunda kalmaktadır. Harcamaların kısılması durumunda toplum bazı devlet

hizmetlerinden yoksun kalmakta, devletin borçlanması durumunda ise devlet

hizmetlerinin maliyeti artmaktadır

28

.

27

AyM. 27.09.1988 gün ve E. 1988/7, K. 1988/27, RG. 26.12.1988, S. 20031; Ancak

doktrinde bu durumda eksik düzenleme bulunmadığı ifade edilmektedir: “

Vergi

Usul Kanununda bu yönde bir hükmün yer almamasını esas itibariyle bir eksik düzenleme

olarak nitelendirmek mümkün değildir; çünkü yükümlü genel hükümlere göre bu alacak

hakkını elde edebilir: İdarî Yargılama Usulü Kanunu uyarınca açılacak bir tam yargı da-

vası ile yükümlü, ihlâl edilen hakkına karşılık tazminat talebinde bulunmak suretiyle uğ-

radığı kaybı faiz hesabına göre telâfi edebilir

”. Bkz. KUMRULU, s. 250. Gerçekten de

ileride ele alınacağı üzere, mükelleflerin uğradıkları zararların tazmini için dava

açabilmeleri mümkündür. Bu davada da adil denge için gecikme faizi uygulan-

ması söz konusu olabilecektir.

28

AyM. 27.09.1988 gün ve E. 1988/7, K. 1988/27, RG. 26.12.1988, S. 20031.