Background Image
Previous Page  223 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 223 / 505 Next Page
Page Background

Mükellefe İadesi Gereken Vergilerde Faiz Uygulanması

222

Kanunda faiz ödeneceğine dair hüküm bulunmasa bile, kanaatim-

ce hukuk devletinde idarenin genel sorumluluk hükümleri gereğince,

mükellefin uğradığı zararın giderilmesi mümkündür. Çünkü faiz al-

madığı takdirde, mükellefin zarara uğradığı konusunda herkes hemfi-

kirdir. Bu zarar da idarenin hukuka aykırı işleminden kaynaklanmak-

tadır. Dolayısıyla kanunda faiz ödeneceğine dair hüküm bulunmasa

bile, mükellefler açacakları tam yargı davalarıyla uğradıkları zararla-

rın tazminini talep edebileceklerdir. Dolayısıyla mükelleflerin zararla-

rının tazmin edilmesi gerektiği yönündeki yargı kararları isabetlidir.

Haksız tahsil edilen verginin iadesine karar verildikten sonra, mükel-

lefin uğradığı zararın tazmin edilmesinin gerektiği belirtilmelidir.

Mükellefin zararı tazmin edilirken de zararın telafisi için faize

hükmedilmektedir. Mükellefe de faiz ödenmesi gerekir deyip doğru-

dan kanunî faize hükmetmek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Aynı

şekilde mükellefe faiz verilmesi gerekir deyip gecikme faizine hük-

metmek de isabetli olmayacaktır. Sonuçta mükellefe faiz ödenmesi

doğru olmakla beraber, bunun hukukî nitelendirmesini doğru olarak

ortaya koyabilmek şarttır. Burada olması gereken şudur: Mükellefin

haksız tahsil sebebiyle uğradığı zararın tazmini gerekir. Aradan geçen

zaman dolayısıyla oluşan zararın tazmini için de bir kriterden hareket

edilmelidir. Bu kriter de faiz olacaktır. Devletle mükellefin menfaat-

leri arasında adil denge sağlayabilmek için mükellefe iade edilecek

vergilerde de, devletin kendi alacakları için uyguladığı gecikme faizi

oranını esas almak gerekir. Dolayısıyla mükellefe faiz, uğradığı zararı

tazmin etmek için hukuk devleti ilkesi gereğince takdir edilmektedir.

Aynı şekilde hukuk devleti ilkesi gereğince adil dengeyi sağlamak için

de hükmedilecek faizin gecikme faizi oranında olması gerekir.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası madde yeniden dü-

zenlenmiştir. Bu düzenleme neticesinde mükellefe iade edilecek ver-

giler için üç farklı durum öngörülmüştür. İlk olarak fazla veya yersiz

tahsilat mükelleften kaynaklanmışsa faizin başlangıç tarihi “

müracaat

tarihi

”; diğer hallerde ise “

verginin tahsili tarihi

” esas alınmıştır. Ver-

gi kanunları uyarınca iade edilecek vergilerde ise, eski düzenleme ile

aynı şekilde “

mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin

tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tu-

tarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren

” faiz ödeneceği hükme bağ-

lanmıştır.