

TBB Dergisi 2013 (105)
Ümit Süleyman ÜSTÜN
221
Doktrindeki bir görüşe göre burada asıl mesele, idare tarafından
verilen zararın tazmini için açık bir kanunî düzenlemeye ihtiyaç bu-
lunup bulunmadığı değil, VUK’un 112/4. maddesinin varlığına rağ-
men faiz ödenmesinin mümkün olup olmadığıdır
156
. Bu görüşe göre,
VUK’un faiz ödenmesine ilişkin VUK’un 112/4. maddesi (eski hali)
hükmü bulunduğu sürece Anayasa’dan kaynaklanan genel sorumlu-
luk kurallarına gidilemeyeceği, yani yargı kararları uyarınca iadesi ge-
reken vergilere faiz ödenemeyeceği ileri sürülmekteydi
157
.
Yargı kararı uyarınca iade edilen vergilerde İYUK’un 28. madde-
sinin uygulanması zararı tam anlamıyla telafi etmekten uzaktır. Bu-
rada yargı kararının 30 gün içinde yerine getirilmemesi halinde faiz
ödenmesi söz konusu olacaktır. Halbuki karar derhal yerine getirilse
bile mükellefin zararı yine mevcut kalmaya devam etmektedir
158
. Bu
itibarla İYUK’un 28. maddesi de tek başına mükellefin zararlarını kar-
şılamaya yetmemektedir.
Kamu hukuku dalı olan ve kanunîliğin egemen olduğu vergi hu-
kukunda, faiz ödenebilmesi için kanunda açık bir düzenlemenin bu-
lunması gerekmektedir. Zaten yargı kararlarında da faiz verilebilmesi
için faizin kanun veya sözleşmeden doğması gerektiği ifade edilmek-
tedir. Bu itibarla, kanunda mükellefe açıkça faiz ödeneceğine dair hü-
küm bulunmadıkça, faize hükmedilebilmesi mümkün değildir.
Doktrinde de haklı olarak, VUK’ta mükellefe faiz ödeneceğine
dair hükmün bulunmamasının, eksik bir düzenleme olarak nitelendi-
rilemeyeceği, çünkü mükellefin alacak hakkını genel hükümlere göre
elde edebileceği ifade edilmektedir. Diğer bir ifade ile İYUK uyarınca
açılacak bir tam yargı davası ile mükellef, ihlâl edilen hakkına karşı
tazminat talebinde bulunmak suretiyle uğradığı kaybı faiz hesabına
göre telafi edebilecektir
159
.
156
BAŞARAN YAVAŞLAR, s. 98.
157
BAŞARAN YAVAŞLAR, s. 99, 101.
158
“
Zira mükellef, yerel mahkemede yargılama yapılırken, rızaen ödeme yapmışsa veya yü-
rütmenin durmadığı hallerden biri sözkonusuysa yada yerel mahkeme kararı üzerine öde-
me yapmış olup, üst mahkemede haklı bulunursa, yargılama bitene kadarki zaman birimi
kadar faiz kaybı bulunmaktadır
”. SONSUZOĞLU, s. 96.
159
KUMRULU, s. 250; SONSUZOĞLU, s. 96; BAYAR, s. 312, 315-316; BOZDOĞAN,
s. 233.