Background Image
Previous Page  258 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 258 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (105)

İ. Uğur ESGÜN

257

kün kılacak şekilde yorumlanamaz

.” şeklindeki 2.fıkrası etik açıdan zaten

doğal olan bir ilkeyi vurgulayıp anayasal hükme dönüştürmenin bir

ifadesi olarak Kamu Etiği ile ilgili düzenlemelerin hedeflediği uygula-

ma ve yorumlamaları

anomie

olarak belirleyip en üst düzeyde yasak-

lamaktadır. 14.maddenin son fıkrasında da ilgili yaptırımların kanun-

larla düzenleneceği öngörülmüş ve başta Türk Ceza Kanunu’ndaki

görevi kötüye kullanma, görevi ihmal, fiili irtikap, rüşvet ve zimmet

suçları olarak çeşitli cezai yaptırımlar düzenlenmiş ve ayrıca 657 sayılı

Devlet Memurları Kanunu’nda da yine idari disiplin cezalarını gerek-

tiren davranışlar olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla Kamu Etiği alanın-

da yapılan mevzuat düzenlemeleri, önceki hukuksal düzenlemelerin

yetersizliğini kabul eden ve yine Seeman’ın yabancılaşma semptomu

olarak belirlediği “güçsüzlük, acizlik, çaresizlik” durumunu hukuksal

düzlemde tescil eden bir anlam içermektedir.

Üstelik etik sözleşme imzalama yükümlülüğü ile pekiştirilmeye

çalışılan bu durum, sözleşmenin doğasına “inanılırlıktan uzaklaşma

ve anlamsızlaşma” niteliğinde ontolojik bir yabancılaşma semptomu

sayılabilecektir; çünkü hukuki nitelikte bir metin olan sözleşmenin,

Bu sözleşmeye aykırı davranmayacağım

” taahhüdüyle bitmesi zaten

sözleşmenin anlamına içkin olanın bizzat sözleşmede tekrar edilmesi,

paradoksal olarak sözleşmenin kendi içerdiği yaptırım gücüne güven-

meyen bir anlamsızlaşmayı ifade eder.

Yine, yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 29.maddesinin son fık-

rasında açıkça vurgulandığı üzere bu hukuka aykırı davranışı “

Ku-

rum ve kuruluşların yetkili sicil amirleri, personelin sicil ve performansını,

bu Yönetmelikte düzenlenen etik davranış ilkelerine uygunluk açısından da

değerlendirir

”erek hukukun gereği olan yaptırımları uygulayabilecektir.

Etik davranış olarak belirlenen “kamu yararını gözetmek, saydamlık,

liyakat ve eşitlik ilkelerine uymak, hediye alma yasağı ve mal bildiri-

minde bulunma yükümlülüğü” gibi unsurlar, tıpkı görevi kötüye kul-

lanma yasağı gibi hem özellikle Türk İdare Hukuku’nun kapsamındaki

mevzuatta hem de içtihadi olarak zaten mevcut durumdadır. Ama ayrı

ve özel bir mevzuat düzenlenmesi, denetim ve yaptırım yetkisiyle do-

natılmış yetkili birimlerin oluşturulması aynı zamanda etik problemle-

rin asıl uygulama aşamasında ortaya çıktığının kabulünü ifade etmek-

tedir. Üstelik, sicil amirinin, memurunun etik olmadığına dair yaptığı

tespitin etik olmaması olasılığı, hiyerarşi zincirinin en üstünde bulunan

Kamu Etik Kurulu’nun veya “Etik Komisyonları”nın veyahut yargı or-