

TBB Dergisi 2013 (105)
İ. Uğur ESGÜN
255
* Görevimi, görevle ilişkisi bulunan hiçbir gerçek veya tüzel kişiden he-
diye almadan, maddi ve manevi fayda veya bu nitelikte herhangi bir
çıkar sağlamadan, herhangi bir özel menfaat beklentisi içinde olmadan
yerine getirmeyi,
* Kamu malları ve kaynaklarını kamusal amaçlar ve hizmet gerekleri dı-
şında kullanmamayı ve kullandırmamayı, bu mal ve kaynakları israf
etmemeyi,
* Kişilerin dilekçe, bilgi edinme, şikayet ve dava açma haklarına saygılı
davranmayı, hizmetten yararlananlara, çalışma arkadaşlarıma ve diğer
muhataplarıma karşı ilgili, nazik, ölçülü ve saygılı hareket etmeyi,
* Kamu Görevlileri Etik Kurulunca hazırlanan yönetmeliklerle belirlenen
etik davranış ilke ve değerlerine bağlı olarak görev yapmayı ve hizmet
sunmayı taahhüt ederim.
Bütün bu düzenlemeler, etiğe ve etik sorgulamalara dikkat çek-
mesi bakımından olumlu olsa da etiğe içkin olmayan yaptırımlara
bağlanan bir normatif disiplin alanı olan pozitif hukuka taşınmasıyla
hem ontolojik bir yabancılaşma olarak hem de etik problemlerin zaten
uygulanma aşamalarında ortaya çıkmasında bir çözümsüzlük olarak
nitelendirilebilecektir. Kaldı ki ilgili mevzu düzenlemeler; mücadele-
nin hedefindeki, “uygulama gücünün elinde bulunduranların kamu
gücünü kötüye kullanarak” rüşvet, zimmet gibi suçları ifade eden
Kleptokrasi
40
ile bürokratizmin sonucu olarak ortaya çıkan
Kırtasiyecilik
süreçlerinin aslında birer “yabancılaşma” olduğunun zımnen kabulü-
nü de bir kez daha tescil etmiş olmaktadır.
B. Etik Çözümlerin Pozitif Hukukta Çözümsüzlüğe Dönüşmesi
Yabancılaşma; yukarıdaki mevzuat düzenlemeleri dikkate alın-
dığında iki yönlü olarak ortaya çıkmaktadır: Hukuk, günümüzde
içerdiği gerek çoğu dinsel veya ahlaksal gerekse insanilik ve yaşam-
cıl sayılacak etik ilkelerle örtüşecek nitelikteki normlarla bir doyum
noktasına ulaşmış bulunmaktadır. Bu doyum noktasında en geniş etki
alanına sahip hukuk normları dahi uygulama aşamasında ortaya çıka-
40
Psikolojide “hırsızlık yapma patolojisi” olarak tanımlanan
Kleptomania
’dan esin-
lenerek siyasi iktidarı ele geçirenlerin bu gücü kullanarak özellikle halktan top-
ladığı vergilerle devlet hazinesini soyması anlamında türetilen bir terimdir. Bkz.
Coşkun Can Aktan,
Politik Yozlaşma ve Kleptokrasi: 1980-1990 Türkiye Deneyimi
, Afa
Yay., İstanbul 1992.