

TBB Dergisi 2013 (106)
Ahmet Cshit İYİLİKLİ
143
BİRİNCİ BÖLÜM
I. DAVA SEBEBİ KAVRAMI VE İRDELENMESİ
A. Dava Sebebi Kavramı
Dava sebebi, dava konusunun temelini oluşturan hayat olayıdır
1
.
Hukuk her hayat olayına değer atfetmez. Meğerki hayat olayı hukukça
değeri haiz olsun. Sosyal hayatta doğum ve ölüm vakıası doğal ya-
şamın bir gereğidir. Kişinin tam ve sağ olarak doğması kişiler huku-
kunun, vefatı ise, miras hukukunun iştigal sahasına ilişkindir. Diğer
bir ifadeyle, hukuk her iki hayat olayına hukuki değer atfetmiş ve bir-
takım sonuçlar bağlamıştır. Ancak hukukun fonksiyonu bu iki olayla
sınırlı değildir. Hakikatte hukuk, insanın doğumundan ölümüne ka-
darki yaşamını düzenleyen, kuşatan normatif bir sosyal müessesedir.
Ancak toplumda çoğu kişi bunun bilincinde değildir; yahut dikkat
celbetmemektedir. Zira hukuk, ancak kaybettiğimizde idrak ettiğimiz
sıhhat
2
; gerektiğinde hatırlanan bir ilaç, sık başvurulduğunda bağımlı-
lık (müptela) yapan afyon; suiistimali, meyvesiz (semeresiz) bir ağaç;
kabul gördüğünde (mesmu) ise, himaye sağlayan dokunulmazlık gibi
bir zırhtır. Mesela her gün büfe yahut şarküteriden ekmek ve gazete
alan birisi, aslında yaptığı işlemin alım-satım akdine vücut verdiğini
hiç düşünmemektedir. Fakat aynı yerden alınan sütün bozuk olmasın-
dan dolayı kişinin zehirlenmesi ihtimalindeki hayat olayına, yani ze-
hirlenme vakıasına hukuk değer atfetmekte ve bu olay sebebiyle mad-
di, manevi zarar görmesinin mahkemeye taşınmasını müteakip bozuk
ya da bayat sütten maddi- manevi zarar görme vakıası dava sebebi-
ni oluşturmaktadır. İşte bu örnekten yola çıktığımız ve mahkemeye
1
Yavuz Alangoya, Dava Temeli, Hakimin Dava Malzemesinin Toplanmasındaki
Rolü ve Bu Konudaki Gelişmeler Hakkında, Kazancı Hakemli Dergi, İstanbul
2005/Mayıs, s. 83. “Dava temeli, uygulanacak hukuk normunun soyut nitelikteki
kurucu unsurlarını eksiksiz olarak karşılayan vakıaların (olguların) oluşturduğu
olaydır.”; Saim Üstündağ, İddia ve Müdafaanın Değiştirilmesi Yasağı, İstanbul
1967, s. 4. “Dava dilekçesinde beyan edilmesi gereken davanın sebebini maddi
vakıalar teşkil eder.”
2 Tıpkı seçkin bir hukukçunun dediği gibi; “Hiç kimse onu bulandırmadığı ve ihlal
etmediği müddetçe hukuk, teneffüs ettiğimiz hava gibi, görünmez ve tutulmaz
bir şekilde etrafımızı kaplar; o ancak kaybettiğimizi müşahede eylediğimiz zaman
farkına vardığımız sıhhat gibi sezilmez bir şeydir.” (Bkz. Hıfzı Veldet, Medeni
Hukukun Umumi Esasları, İstanbul 1948, Üçüncü Basım, s. 4.)