

Hukuk Yargılamasında Dava Sebebi Üzerine Bir İnceleme
144
taşınan hayat olayı bizatihi dava sebebidir. Dava sebebi kavramının,
maddi vakıaları işaret ve kastettiği
3
konusunda doktrin
4
ve Yargıtay
söz birliği içindedir
5
. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 119. maddesinin
dava dilekçesinin içeriği başlıklı bölümünün (e) fıkrasında açıkça “da-
vacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası al-
tında açık özetlerinden” bahsetmektedir. Bir sonraki fıkrada ise, iddia
edilen her bir vakıa hangi delille ispat edileceği de belirtilmiştir. Mülga
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 179. maddenin
3. fıkrasında “davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra
numarası altında açık özetleri ve delillerin nelerden ibaret olduğu”
şeklinde kaleme alınmıştı.
Dava sebebi kavramı, dava konusu ve netice-i talep kavramların-
dan farklı olmasına karşın
6
, aralarında fonksiyonel bir bağlantı vardır.
Zira dava konusu, dava edilmiş hayat olayına istinaden elde edilmek
3
“Dava sebebinden maksadın, davacının dayandığı maddi vakıalar olduğu yolun-
da bilimsel görüşler ve yargısal kararlar söz birliği içindedir.” (HGK, 12.04.2006,
21-104/174); “Dava sebebinden maksadın, davacının dayandığı maddi vakıalar
olduğu yolunda bilimsel görüşler ve yargısal kararlar söz birliği içindedir.” (1.HD
30.04.2007, 2006/16588, 2007/7268).
4
Üstündağ, s. 32 vd. 50 vd. 81vd.; Baki Kuru, Medeni Usul Hukukunda Dava Sebe-
bi, (AD 1967/4, s.239-268), s.240.; Yavuz Alangoya, Vakıaların ve Delillerin Top-
lanmasına İlişkin İlkeler, İstanbul 1979, s. 95 vd.; Ejder Yılmaz, Medeni Yargılama
Hukukunda Islah, Ankara 2011, s.158.; Muhammet Özekes, Dava Dilekçesinde
Hukuki Sebep Bildirmek Zorunludur, Haluk Konuralp Anısına Armağan, C.1,
Ankara 2009, (745-781), s. 753 vd.
5
“Dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hükümle çözümlenmiş olması
olumsuz dava koşuludur. Maddi anlamda kesin hükümden söz edebilmek için,
birinci dava ile ikinci davanın konusunun dava sebebinin (vakıalar) ve tarafların
aynı olması gerekir. Balıkesir İş Mahkemesinin yukarıda özetlenen dosya kap-
samında; davalı SSK tarafından davacı aleyhine aynı maddi vakıalara dayana-
rak açılmış ve yargılama sonunda davalının borçlu olduğuna ilişkin karar temyiz
edilmeksizin kesinleşmiştir. Eldeki davanın tarafları, konusu ve maddi vakıaları
önceki dava ile aynı olup, kesin hükmün oluştuğu açıkça ortadır. Davacı kurum
alacağı Balıkesir İş Mahkemesinin 18.09.2003 tarih, 2003/190 E, 2003/239 K sayılı
kararı ile saptanmıştır. Bu aşamadan sonra davacının borçlu olmadığının tespitine
ilişkin dava açılması mümkün değildir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara
aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma
nedenidir.” (21.HD 26.06.2006, 6052/6987). Aynı yönde bkz. (HGK, 05.07.2006, 19-
505/504); (HGK, 28.03.2012, 2-890/239).
6
M. Kamil Yıldırım, Medeni Usul Hukukunda Dava Konusu Teorileri, MÜHF
Araştırma Dergisi, 1991,C.6, s. 28. “Doktrinde umumiyetle, dava konusu, dava
sebebi ile özdeşleştirilmekte ve dava konusunun tek başına incelenmesinden her-
hangi bir gerekçe de gösterilmeksizin sarfınazar edilmektedir.