Background Image
Previous Page  336 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 336 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (106)

İsmet MAZLUM

335

Hak düşürücü süre ile zaman aşımı arasında bunların hukuksal

yapılarından kaynaklanan bazı önemli farklar vardır

82

:

Zamanaşımı borcu eksik borca çevirdiği halde; hak düşürücü süre

hakkı sona erdirir.

Zamanaşımı ileri sürülmedikçe hakim tarafından dikkate alınmaz.

Hak düşürücü süre ise ileri sürülmese dahi hakim tarafından dikkate

alınır.

Zamanaşımı sadece borçlu tarafından ileri sürülebildiği halde, hak

düşürücü süre taraflar veya ilgili herkes tarafından ileri sürülebilir.

Zamanaşımının durması veya kesilmesi söz konusu olduğu halde,

hak düşürücü sürenin durması veya kesilmesinden söz edilemez.

Tazminat hükmünün değiştirilmesine ilişkin olan Borçlar

Kanunu’nun 75’inci maddesi değerlendirildiği zaman hakim kararın

kesinleşmesinden başlayarak iki yıl içinde tazminat hükmünü saklı

tutma yetkisine sahiptir. Bu sürenin tespiti bağlamında kanun hakime

açıkça yetki vermiştir. Hak düşürücü süreye ilişkin yapılan bu değer-

lendirmelerin “iki yıllık” süre içinde geçerli olduğu kabul edilmelidir.

IV. Değişiklik Davasının Açılmasında Varlığı Gerekli Olan

Koşullar

Değişiklik davası açılabilmesi için öncelikle bedensel zararın kap-

samının karar verme sırasında tam olarak hakim tarafından belirle-

nemiyor olması gerekir. Burada hakimin tam olarak bir belirleme ya-

pamaması halinden kastedilenin hukuki vasıflandırma veya hukuki

bilginin saf kullanımı dışında kalan haller olarak anlaşılmalıdır.

Yargılama sadece hukuki vasıflandırma ve yalın hukuki bilginin

kullanıldığı bir faaliyeti kapsamaz. Hayat ilişkilerinin ve uyuşmazlıkla-

rın çeşitli olması sonucu hakim çözmek zorunda olduğu uyuşmazlıkta

hukuki bilgi dışında kalan teknik ve özel bilgiye de ihtiyaç duyabilir.

Bu durumda hakimin bu konuda bilirkişinin görüşünü alması gere-

kir

83

. Bilirkişi, tecrübe prensipleri hakkında hakimde eksik olan bilgiyi

82

Oğuzman, / Öz, s. 621; Kılıçoğlu, s. 847; Reisoğlu, s. 339; Önen, s. 234.

83

Pekcanıtez, / Atalay, / Özekes, s. 656.