Background Image
Previous Page  338 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 338 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (106)

İsmet MAZLUM

337

Borçlar Kanunu’nun 75’inci maddesinde saklı tutabilir ifadesiyle

bir tercih hakkı yaratılmıştır. İşte bu tercih hakkının kullanılması bağ-

lamında Türk Medeni Kanunu’nun 183 üncü maddesi de değerlendi-

rildiğinde tarafların ve hakimin bunu kullanabilecekleri şeklinde bir

sonuç ortaya çıkacaktır.

Tazminat hükmünün değiştirme yetkisinin sadece hakime bırakıl-

mış olması Anayasa ile de güvence altına alınmış olan hak arama hür-

riyetinin de kısıtlanması anlamına gelecektir. Sadece hakim kararıyla

anayasa bağlamında güvence altına alınmış olan bir hakkın sınırlan-

dırılması hukuk devleti ilkesi ile de bağdaşmayacaktır. Bu bağlamda

sadece hakime bırakılmış bir yetkiden bahsedilemez. Saklı tutulabilme

ile tazminat hükmünün değiştirilebilmesinin tarafların talebi ve haki-

min kullanabileceği bir yetki olarak anlaşılması gerekir.

Değişiklik davasının açılabildiği hallerde bu davalara karşı şart-

larının varlığı halinde karşı dava da açılabilecektir. Bu durumu en-

gelleyen bir düzenleme mevcut değildir. Karşı davanın açılabilmesi-

nin şartları Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 132’nci maddesinde

sayılmıştır. İlgili maddeye göre, asıl davanın açılmış ve halen görül-

mekte olması ve karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl dava-

da ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulun-

ması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması aranan

şartlardır. Bu şartları taşıyan bir dava değişlik davasına karşı dava

olarak açılabilecektir.

V. Değişiklik Davasının Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi Dava

Karşısındaki Durumunun Değerlendirilmesi

A. Değişiklik Davasının Belirsiz Alacak Davası Karşısındaki

Durumunun Değerlendirilmesi

Bir alacak davasında davacı alacağın miktarını belirlemelidir. Da-

vacı tarafından belirlenmiş olan bu alacak miktarının da talep sonu-

cunda gösterilmesi gerekir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119/1-

f’ye göre de davacı dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunu

yazmak zorundadır. Ancak davacının bu talep sonucunu açık bir şe-

kilde belirleyemediği haller de söz konusu olabilmektedir. Bu durum,

davacının bazı olumsuz sonuçlar ile karşılaşmasına sebep olur.