

Model İkili Yatırım Anlaşmaları ve Türkiye’nin Model İkili Yatırım Anlaşması Taslağı
144
become the focus of this different approach. The need of protecting
host states’ regulatory discretion against investors’ interests in
some situations constitutes a strong trend. It draws attention that
this trend has gained power, among other factors, on the basis of
developed countries’ way of changing their bilateral investment
agreements. As the number of investor claims against developed
countries started to increase, these countries became aware of
the unbalanced nature of investment agreements and began to
include provisions on regulatory discretion of host states’ especially
about protection of environment, labor rights, public health and
safety. Although Turkey can be regarded predominantly as a capital
importing country, she followed this trend albeit to a limited extent
and included provisions reflecting the trend of balancing host
states’ regulatory discretion with investors’ interests into the draft
model bilateral investment agreement.
Keywords:
Foreign investment, Promotion and protection
of foreign investments, Model bilateral investment agreements,
Protection of environment, labor rights, public health and safety.
GİRİŞ
Geleneksel olarak ikili yatırım anlaşmalarının temel işlevi, yatı-
rımların teşviki ve korunması olarak şekillenmiştir. Ancak bu temel
işlev nedeniyle uluslararası yatırım hukukunun dengeleri ev sahibi
devletler aleyhine oluşmuştur. Başlangıçta, gelişmekte olan ülkelerin
sermaye ithali çabası içinde olduğu; ekonomik olarak gelişmiş ülke-
lerin de sermaye ihraç ettiği ve ihraç edilen sermayenin korunması
gereğinin bakış açısını belirlediği dönemde bu dengesizlik, bir denge-
sizlik olarak nitelendirilmemiş; yatırımların ne pahasına olursa olsun
korunması anlayışı ile ikili yatırım anlaşmaları akdedilmiştir. Ancak
özellikle 2000’li yılların başlangıcından itibaren gelişmekte olan ülke-
lerle gelişmiş ülkeler arasındaki sermaye ithal etme ve sermaye ihraç
etme denkleminin mutlaklığını kaybetmesi sonucunda, geleneksel
olarak sermaye ihraç eden devletlerin, yatırım anlaşmalarını ev sahibi
devlet rolünde oldukları durumları da dikkate alarak kaleme almaları
bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmış ve bu doğrultuda ev sahibi devletin
düzenleyici yetkilerinin, yatırımların teşviki ve korunmasına ilişkin
hedef karşısında en azından belli konularda muhafaza edilmesi an-
layışı hâkim olmaya başlamıştır. Aşağıda, ikili yatırım anlaşmaları ve
model anlaşmalar açısından bu güncel gelişmeler ele alındıktan sonra,
Türkiye’nin ikili yatırım anlaşmalarına yaklaşımı söz konusu gelişme-
ler çerçevesinde değerlendirilmektedir.