Background Image
Previous Page  151 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 151 / 505 Next Page
Page Background

Model İkili Yatırım Anlaşmaları ve Türkiye’nin Model İkili Yatırım Anlaşması Taslağı

150

me oranlarının

23

yükselmesi de, bu anlaşmaların, kendileri açısından

ev sahibi devlet olarak rolünü değerlendirmeleri gereğini ve yatırım

anlaşmalarının, ev sahibi devlet olarak düzenleyici yetkilerini sınırla-

dığını fark etmeleri sonucunu doğurmuştur

24

. Yatırımcıların ev sahibi

devletlerin düzenleyici ve idarî yetkileri aleyhine açtıkları davalar

25

dolayısıyla ortaya çıkan gerçek, çevrenin, kamu sağlığının, iş yaşamı-

na ilişkin hakların ve insan haklarının korunması gibi uluslararası yü-

kümlülükleri de dâhil olmak üzere, ev sahibi devletlerin meşru hedef

ve amaçlarını gerçekleştirme yeteneğinin, yatırım anlaşmalarında ya-

tırımcılara tanınan imkânlar nedeniyle sınırlandığıdır

26

.

23

2012 yılı itibariyle ABD aleyhine açılan dava sayısı 14; Kanada aleyhine açılan

dava sayısı 17’dir. Bkz.

UNCTAD Latest Developments 2012,

s. 17.

24

Bu sonucun ortaya çıkması, aslında daha genel bir gelişme ile bağlantılı olarak

değerlendirilmektedir. 1990’ların sonlarından itibaren ekonomik kriz ortamları-

nın yatırım akışını olumsuz etkilediğinin ve sermaye piyasalarındaki mali kriz-

lerin yayılma özelliği gösterdiğinin tespit edilmesi ve bu kapsamda ekonomide

küreselleşme karşıtı eğilimlerin etki kazanması söz konusu gelişmenin temelini

oluşturmaktadır. Bunun yanında, metin içinde değinildiği üzere, 1990’larda gö-

rülen yatırım anlaşmaları patlamasının sonucunda sayısı artan yatırım anlaşma-

larına dayanan uyuşmazlıklara ilişkin davaların bir kısmının, model anlaşmaları

formüle eden ve geleneksel olarak sermaye ihraç eden devletler olarak görülen

ABD ve Kanada aleyhine açılması önemli bir etkendir. Söz konusu davalardan

bazılarının, çevre ile ilgili düzenlemelere dayanması ve bu düzenlemelerin do-

laylı kamulaştırma kaynağı olduğunun ileri sürülmesi, yatırım anlaşmalarının ve

özellikle model anlaşma metinlerinin gözden geçirilmesinde etkili olmuştur. Bkz.

Vandevelde,

Model,

s. 308-309.

25

Ev sahibi devletlerin sözü edilen konulara ilişkin yetkilerinin sınırlandırılması ile

ilgili endişelerin, sadece bazı ev sahibi devletler aleyhine açılan davaların sayısı-

nın artmasından kaynaklanmadığı belirtilmelidir. Yatırım tahkimi alanında veri-

len kararların istikrarsızlığı; bir başka deyişle benzer konulara ilişkin davalarda

verilen kararlara ilişkin gerekçelerin tutarsızlığı da bu konuda önemli bir etken ol-

muştur. Zira, hakemler, farklı yatırım anlaşmalarından ve yatırımcılar lehine geti-

rilmiş çok geniş kapsamlı maddî yükümlülüklerden oluşan bir yapıyı yorumlayıp

uygulamakta ve de bir bağlayıcı karar doktrini ile kısıtlanmış bulunmamaktadır.

Seçilen hakemlerin, söz konusu maddî yükümlülükleri geniş yorumlayacakları ve

devletin politika anlamında hassas işlemlerini veya tedbirlerini değerlendirirken

yatırımcı lehine hareket edecekleri kuşkusu da eklendiğinde, düzenleyici

yetkilerin kısıtlanması sonucunun doğması olağan karşılanmaktadır. Bkz. Spears,

S. A.:

The Quest for Policy Space in a New Generation of International Investment Agre-

ements

, JIEL, 2010, Vol. 13, No. 4, s. 1040. Ayrıca bkz. Franck, S. D.:

The Nature and

Enforcement of Investor Rights Under Investment Treaties: Do Investment Treaties Have

a Bright Future?

, U.C. Davis J. Int’l L.&Pol’y, 2005, Vol. 12, s. 48 vd.

26

Bkz. Spears, s. 1039 vd. Bu dengesizlik, geleneksel olarak sermaye ihraç eden bazı

ev sahibi devletlerin artan hassasiyeti yanında, yatırımcıların, ev sahibi ülkeler-

de iş yaşamına, temel haklara ve çevrenin korunmasına ilişkin ulusal ve ulus-

lararası düzenlemeleri ciddî şekilde ihlâl etmeleri nedeniyle çeşitli uluslararası

kuruluşların, hükümetler-dışı örgütlerin, medyanın ve akademisyenlerin dikkat