

Adalet Nedir?
434
İngiliz filozof ve hukukçu Jeremy Bentham tarafından formüle edil-
miştir. Ancak, eğer adaletle öznel bir değer kastediliyorsa ve sonuç
olarak farklı bireyler, kendi mutluluklarının ne olduğuna ilişkin fark-
lı düşüncelere sahipse, Bentham’ın tanımı yine de uygulanamaz. Bir
toplumsal düzenin sağlayabileceği mutluluk, öznel-bireysel anlamda
mutluluk olamaz; o, nesnel-kolektif anlamda bir mutluluk olmalıdır.
Yani mutlulukla biz, toplumsal (siyasal) otorite, yani yasakoyucu tara-
fından tanınan; beslenme, giyinme, barınma vb. gibi tatmin edilmeye
değer bazı ihtiyaçların giderilmesini anlamalıyız. Şüphesiz ki toplum-
sal olarak tanınan ihtiyaçların giderilmesi, mutluluk kavramının ima
ettiği ilk anlamdan çok farklıdır. O düşünce, doğası gereği çok öznel
bir niteliğe sahiptir. Adalet arzusu çok temeldir ve insan düşüncesinde
çok derin kök salmıştır; çünkü o, insanın kendi öznel mutluluğu için
yok edilemez arzusunun bir belirtisidir.
Adaletin sağladığı mutluluğun toplumsal bir kategori olabilmesi
için, mutluluk fikrinin anlamı esaslı olarak değiştirilmek zorundadır.
Bireysel mutluluğun toplumsal olarak tanınan ihtiyaçların giderilme-
si fikrine adaletin tanımı olarak dönüşmesi, özgürlük düşüncesinin
toplumsal bir ilke olmak için geçirmesi gereken dönüşüme benzer.
Ve bazen özgürlük düşüncesi, adalet fikriyle tanımlanır. Öyle ki bir
toplumsal düzen, eğer bireysel özgürlüğü garanti ediyorsa adil olarak
kabul edilir. Her türlü toplumsal otoriteden veya yönetimden bağım-
sız olmak anlamındaki gerçek özgürlük, hiçbir toplumsal örgütlen-
me türüyle bağdaşmaz olduğundan, özgürlük düşüncesi, yönetimin
olmaması anlamına gelmemelidir. O, özel bir tür yönetim biçimini
varsaymalıdır, yani, gerekirse azınlıkta kalan yönetilen bireylere rağ-
men/karşı, çoğunluk tarafından idare edilen yönetimi. Böylece anarşi
özgürlüğü, demokrasideki kendi kaderini tayin etmeye fikrine dönü-
şür. Aynı şekilde ve aynı nedenle adalet fikri, bütün öznelerin bireysel
mutluluklarını garanti etme ilkesinden, çoğunluk tarafından korun-
maya değer görülen toplumsal olarak tanınmış bazı çıkarların korun-
duğu toplumsal bir düzene dönüşür.
Ancak hangi insan çıkarları giderilmeye değerdir ve onların tam
bir sıralaması var mıdır? Bu, birbiriyle çatışan çıkarlar ortaya çıktığın-
da zuhur eden sorudur ve olası çatışan çıkarlarla ilgili olarak toplumsal
bir düzende adalet gereklidir. Çıkar çatışması olmayan yerde, adalete
de gerek yoktur. Bir çıkar çatışması, bir çıkarın tatminin bir başka çıkar