

Adalet Nedir?
440
Eğer bir şey, özellikle de bir insan davranışı örüntüsü, belli bir
amaç için araç olarak meşrulaştırılıyorsa, kaçınılmaz bir soru olarak
bu amacın meşrulaştırılabilir olup olmadığı ortaya çıkar. Bu düşün-
ce dizisi en sonunda, genel olarak ahlakın ve özel olarak adaletin
temel sorunu olan nihai bir amaç varsayımına varmalıdır. Eğer bazı
insan davranışları, varsayılan bir amaç için uygun araç olarak meş-
rulaştırılıyorsa, bu davranışlar ancak koşullu olarak, yani varsayılan
amacın meşrulaştırılabilir olması koşulu altında meşrulaştırılır. Böy-
lesi koşulsal ve bu anlamda göreceli bir meşrulaştırma, tersi olasılı-
ğı dışlamaz. Çünkü eğer nihai amaç meşrulaştırılabilir değilse, bu
amaca yönelik araç da meşrulaştırılamaz. Demokrasi, ancak birey-
sel özgürlüğün korunduğu bir yönetim modeli olduğu için adil bir
yönetim modelidir. Yani demokrasi, bireysel özgürlüğün nihai bir
amaç olarak varsayıldığı koşulu altında adil bir yönetimdir. Eğer,
bireysel özgürlük yerine sosyal güvenlik nihai bir amaç olarak var-
sayılırsa ve eğer sosyal güvenliğin demokratik bir yönetim modeli
altında sağlanamayacağı kanıtlanabilirse, o halde demokrasi değil
fakat bir başka yönetim modeli adil olarak düşünülebilir, zira başka
bir amaç başka bir aracı gerekli kılar. Bu nedenle demokrasi, mutlak
olarak değil, sadece göreceli olarak adil bir yönetim modeli olarak
meşrulaştırılabilir.
Bilincimiz böyle koşulsal, yani göreceli bir meşrulaştırma ile tat-
min edilmeyebilir; o, koşulsuz, yani mutlak bir meşrulaştırmayı ge-
rekli kılabilir. Yani bilincimiz sadece, davranışlarımız, yalnız meşru-
luğu şüpheli olan bir amaca yönelik uygun bir araç olarak değil de
bir amaç, nihai bir amaç ya da aynı anlama gelen mutlak bir değer
olarak meşrulaştırılırsa yatıştırılabilir. Ancak, böyle bir meşrulaştırma
rasyonel bakımdan mümkün değildir, çünkü rasyonel bir meşrulaştır-
ma, uygun bir araç olarak yapılan meşrulaştırmadır; nihai bir amacın
kendisi ise, tanımı gereği başka bir amaca yönelik araç değildir. Eğer
bilincimiz, davranışlarımızın mutlak meşrulaştırılmasını gerektiriyor-
sa ki bu mutlak değerlerin geçerli olduğu anlamına gelir, insan aklı bu
koşulu yerine getiremez. Genel anlamda mutlak ve özel olarak mutlak
değerler, insan aklının sınırları dışındadır. İnsan aklı için, insan davra-
nışlarının meşrulaştırma problemi olarak adalet sorununun koşulsal,
yani göreceli bir çözümü mümkündür.