

Borçlar Kanunu Hükümlerine Göre Genel İşlem Koşullarının Yargısal Denetimi
76
A- Genel Olarak
Borçlar hukukuna egemen olan sözleşme özgürlüğü ilkesi, bi-
reylerin irade özerkliğinin bir gereğidir. Bunun sonucu olarak her
bireyin, bir başkasıyla kuracağı sözleşmeye dayalı iradi ilişkinin ku-
rallarını, kendi iradesiyle ve karşı tarafla anlaşarak belirleyebileceği
kabul edilir.
Borçlar Kanunu’muzun sözleşme ilişkisini düzenleyen hükümle-
ri, bireysel sözleşmeleri esas alan bir sistematiğe sahiptir. Kanun’un
esasını oluşturan bu sistemde, sözleşmelerin ekonomik ve sosyal statü
bakımından aşağı yukarı eşit kişiler arasında, eşit şartlar altında ku-
rulduğu varsayılmıştır. Kanunun sistematiği, önerinin beyan edilmesi,
buna karşılık kabul iradesinin ortaya konmasıyla sözleşmenin kurul-
ması, yürütülmesi ve sona ermesi aşamalarında hep, sözleşme hüküm-
lerinin belirlenmesi bakımından tarafların yaklaşık da olsa eşit söz
hakkına ve etki gücüne sahip oldukları temeli üzerine inşa edilmiştir
1
.
Ancak bu kabul, ekonomik ilişkilerin seyri içinde hiç de adil olma-
yan ve öyle görünse de gerçek anlamda bir irade özerkliğinden bahse-
dilemeyecek sonuçların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Daha doğru
ifadeyle, sözleşme serbestîsi ilkesi, kapitalist ekonomik işleyişte, güç-
lü sermaye gruplarının hâkimiyeti karşısında iradesini sağlıklı şekilde
ortaya koyamayan, hatta içinde bulunduğu koşullar gereği sağlıklı bir
irade oluşturamayan bireyleri koruyamamıştır. Bu önemli toplumsal
sorun, “herkesin sözleşme özgürlüğü vardır” denilerek çözülememiştir.
Sözleşme özgürlüğü ilkesi özellikle, tüketici hukukunda tüketici-
ler yararına törpülenmeye başlanmış, bugün gelinen noktada sözleş-
meye, tüketiciler yararına olmak üzere hâkimin, hatta önleyici olarak
idarenin müdahalesi yaygın olarak kabul görmüştür.
Ancak, kanun yoluyla sözleşmelere müdahalenin, sadece tüketici
hukukunda ve tüketiciler yararına öngörülmesi de yeterli olmamıştır.
Büyük sermaye grupları karşısında küçük ve orta ölçekli işletmeler lehi-
ne sözleşmelere müdahale etme, bir denetim mekanizması kurma ihti-
yacı da gün geçtikçe kendisini göstermiştir. Kapitalist sistem, kendisini
koruyabilmek için bu müdahalenin kaçınılmaz olduğunu fark etmiştir.
1
Necip Kocayusufpaşaoğlu, Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, Borç-
lar Hukuku Genel Bölüm, C. I, Borçlar Hukukuna Giriş Hukuki İşlem Sözleşme, ,
5. Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2010, s. 225-226