

Hukuk ve Devlet Özdeşliğinin Ötesinde Kamu Hukuku
144
Devlet oluşumuna
8
bağlanan, başka deyişle devlet merkezli kamu
hukuku ve siyaset bilimi akımlarında devletler ve modern biçimi olan
ulus-devlet, tarihselliği içinde değil, Hegel’deki gibi mevcut görgül
varlığı içinde aşkınlaştırılarak analiz edilir ve edilmeye devam edi-
yor. John Holloway’ın vurguladığı üzere, “siyaset bilimi geleneğinde
devlet, çoklukla sorgulanmayan temel bir kategori olarak ele alınır.
Devlet’in varlığı herhangi bir tartışma başlamadan önce verili olarak
kabul edilir” (2007: 134). Örneğin, Bülent Daver’e göre, devlet,
bütün siyasi kurumların en büyüğüdür. Devlete onun için
‘kurumların kurumu’ denilir. Devlet amacı, toplumsal düzenin,
adaletin ve toplumun iyiliğinin sağlanması olan; belli bir toprak
parçası (ülke) üzerinde yerleşmiş bir insan topluluğuna (halka)
dayanan ve bu topraklar üzerinde bulunan her şey üzerinde ni-
hai meşru kontrole (otoriteye) sahip; siyasal bir örgütle (hükûmet)
donanmış sosyal bir organizasyondur. Devleti ona benzer kuru-
luşlardan ayıran, egemen ve bağımsız olma niteliğidir. (1972: 166)
Daver’in bu Weberci tanımı, yaygın olarak siyaset bilimi öğreti-
minde kullanılır. Kamu hukukunda da devlet benzer şekilde doğal-
laştırılmıştır ve daha çok, Jellinek’in üç unsur teorisiyle yapılan tanım
tercih edilir. Kemal Gözler’in,
Devletin Genel Teorisi
adlı kitabında
açıkladığı üzere, bu teoriye göre devlet, “insan, toprak ve egemenlik
unsurlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bir varlık”tır. Birinci ögeye
ulus, ikinci ögeye ülke, üçüncüsüne ise egemenlik denir. Devletten söz
edildiğinde, aynı derecede önemli bu üç öge, birlikte var olmalıdır.
Devlet, unsurlarından birine indirgenemez
9
(2009: 4-5).
yasal güce” işaret etmeleridir. Halbuki gücün “meşru olması”, yalnızca egemenlik
ideolojisinin çalışma tarzlarından biridir. Genel olarak bütün Amerikan geleneği,
bu tür ikame kavramlarla, yeniden adlandırmalarla çalışır. Bir önceki yüzyılın en
çok referans alınan kuramcılarından John Rawls’ın yaptığı da bundan ibarettir;
“sosyal sözleşme kuramını” iki yüzyıl sonra ikame eder (2007). Eğer kapitalizm,
ileri sürüldüğü ve bu çalışma da kabul edildiği gibi feodal kriz benzeri bir kriz
süreci içindeyse, bu son derece anlaşılır bir kuramsal - ideolojik reflekstir.
8
Devlet oluşumu kavramı, ABD’de kullanıldığı biçimiyle
establishment
i,
kurulmuş
düzeni
(kurumlar, pratikler, temsiller vb.) kapsar. Bu bağlamda özellikle ABD’de
üniversiteler
establishment
in önemli bir parçası olarak kabul edilir. Bu konuda,
tarihsel materyalist metodolojiye dayanmamakla birlikte, üniversite, din ve devlet
ilişkisini irdeleyen bir çalışma için bkz. Marsden (1994).
9
Gözler, Jellinek’in tanımını da aktarır; devlet, “egemenlik gücüyle donatılmış,
belli bir toprak parçası üzerinde yerleşik bir millet birliği”dir. (2009: 4)
içinde
1
nolu dipnota bakınız.