Background Image
Previous Page  150 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 150 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (108)

Mustafa Bayram MISIR

149

düzenlemek için eskiden korporasyon adı verilen meslek gruplarının

yeniden oluşturulmasında yatar:

Devlet bu işlevi yerine getiremez, çünkü bireylerden çok

uzaktadır. Aile çok dar hale gelmiş ve ekonomik rolünü yitirmiş-

tir. Ekonomik etkinlik artık aile dışında oluşmaktadır. Ne devlet

ne de aile ekonomik hayatı denetleyebilir. Meslek grupları, yeni-

den oluşturulan korporasyonlar, bireyle devlet arasında aracı ola-

caklardır; çünkü disiplini sağlamak için zorunlu olan toplumsal ve

ahlaki otoriteye sahiptirler. (Aron, 1986: 371)

Durkheim’ın çözümlemesinin, Hegel’de görülen ve daha sonra

faşist kuramda özgül bir içerik edinen korporasyonlara olan bu ben-

zerliği,

anomi

olarak nitelediği olgunun temelindeki “ekonomik istik-

rarsızlık ve toplumsal çatışmayı”, Marksist terimlerle olmasa da gör-

meye yanaşmamasından doğar. Lockwood’un gözlediği gibi, “sınıf ve

‘ekonomik yaşam’ Durkheim sosyolojisinde neredeyse hiç açıklanma-

yan kavramlardır” (aktaran Calinicos, 2004: 221). Sonuçta, Durkheim,

toplumun normatif entegrasyonuna yönelen tehditlerle o kadar meş-

guldür ki, toplumsal istikrarı bozduğuna inandığı süreçleri değerlen-

dirmez (2004: 223)

12

.

Duguit, sosyolojik çözümleme düzleminde Durkheim’ın metodo-

lojisini ve “dinin toplumsal etkisinin çözümlenmesinde” ulaştığı tür-

den tezlerini büyük oranda paylaşır ama bir kamu hukukçusu olarak

yaptığı

gözlemler

kamu hukukunda bir devlet merkezci çözümleme

karşıtı olarak konumlanmasını doğurur. Bu gözlemler Durkheim’da

olduğu gibi, bilimsel metodolojisinin temelidir ve bu bakımdan Dugu-

it ve hukuki realizmi, devleti sosyal bir olgu olarak toplumsal dayanış-

maya bağlasa ve tarihsel materyalist olmayan düşünce -ve

tarihsel ma-

teryalizmden kaynaklandığını ileri süren her türden evrimci düşünce

- içinde

yaygın olduğu üzere

doğal

saysa da,

doğallaştıramaz

. Doğallaştırabildi-

ği kamu hukukudur ve kamu hukukunu normatif işlevselciliği kapsa-

mında olsa da devlet karşısında konumlandırır.

12

Durkheim, Dreyfus davasında Dreyfus’un yanında yer almıştı ve bu anlamda evrim-

ci ve demokrattı. Fransa’da Üçüncü Cumhuriyet olarak bilinen dönemin resmi

ideologlarındandı. Durkheim’ın bir monografisinin yazarı Lukes’in Sorel’den ak-

tardığı üzere, Sorel tarafından “ekonomik ilişkilerde daha fazla adalet getiren, insan-

ların entelektüel ve ahlaki gelişimini destekleyen, sanayinin daha bilimsel yönlerde

gelişmesine ön ayak olan muhafazakâr demokrasinin yeni düşüncelerinin” kuramcısı

ve “devlet müdahalesi”nden yana biri olarak betimlenmişti (Callinicos, 2004: 212).