Background Image
Previous Page  272 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 272 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (108)

Gökhan GÜNEYSU

271

azalma söz konusu olacaksa; bu askerin kendisi ve yakın akrabalarının

seçmen olarak oy kullandığı seçimleri de düşünmek zorunda olan si-

yasi karar alıcıların bu silah sistemlerini desteklemeleri fazlasıyla olası

görünmektedir.

İlaveten, bu sistemlerin kullanılması savaş alanındaki başarıyı da

arttırma potansiyeline sahipse yine bu projelerin devam edeceğini dü-

şünmemiz gerekiyor. Gerçekten de insani herhangi bir kısıtlamaya tabi

olmadan; yorulma, açlık, korku gibi duygulara kapılmadan çalışabilen

robotik otonom silah sistemlerinin, askeri anlamda insanoğluna kıyas-

la çok daha verimli olması beklenmektedir. Irak ve Afganistan’daki

askeri tecrübeler de sahada çatışmalara katılan askeri personelin bu

tip silahlardan çok memnun olduklarını göstermektedir. ABD, İngiliz

ve İsrail gibi fiili olarak uluslararası ilişkilerinde kuvvet kullanan ülke-

lerin bu sistemlere gösterdiği ilgi de

HRW

’nin teklifinin kabul edilme

olasılığını

düşük

görmemize neden olmaktadır.

Bununla birlikte, otonom silah sistemlerinin henüz tasarım safha-

sında yukarıda zikredilen insancıl hukuk kurallarına uygunluğunun

kontrolünden de taviz verilmemelidir. İlgili maddelerin yürütülme-

sinde titiz davranılmalı, daha önceden kontrolü yapılarak hukuka uy-

gun bulunmuş iki ayrı silah sisteminin öngörülemeyen bir şekilde bir-

leşmesinden elde edilen yeni sistemlerin de bir kez daha kontrole tabi

tutulması gereklidir. Otonom silah sistemlerinin bir başka soru işareti

ise bu silahların sosyal ve siyasal maliyeti düşürmesidir. Bununla kas-

tedilen, yapılacak silahlı çatışmalarda can kaybının azalacağı beklen-

tisi nedeniyle devletlerin silahlı çatışma opsiyonunu daha sık ve daha

kolay düşünür hale gelebilmesi tehlikesidir. Elbette bu daha ziyade

jus ad bellum

ile ilgili bir kaygıdır. Ne var ki bu yerinde bir kaygıdır.

Uluslararası anlaşmazlıkların şiddete başvurulmadan çözülmesinin

önünün açılması burada belirleyici olacaktır.

Olası bir savaş durumunda, teknolojik olarak üstün devletler le-

hine asimetrik güç durumu yaratarak savaş maliyetlerini her anlamda

düşürecek otonom silah sistemlerinin gelecekte varlığını sürdüreceği

ve giderek artan şekilde kullanım bulacağı kabul edilmelidir. Bu me-

selenin ayrıca uluslararası hukuk düzenlemesine tabi tutulması doğ-

ru bir adım olarak değerlendirilmelidir; çünkü

doğası gereği

insancıl

hukuka aykırı olmadığı tespit edilmiş olan otonom silah sistemlerinin

tamamen yasaklanması gerçekçi bir beklenti olmayacaktır.