Background Image
Previous Page  295 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 295 / 417 Next Page
Page Background

İbralaşmayı Yoksayan Etik İlişki/Yozlaşan Gerekçe

294

çeviren, yargılama/yargıç arasındaki akrabalık yadsınamaz. Bu açı-

dan gerekçeye iman eden, onun birey ve toplum için taşıdığı değeri

fark eden bir yargıcın, yargısal ilişkinin taraflarına hesap vermesi so-

rumluluktur. Gerekçe anılan sorumluluğun gerçekleşme şeklidir.

Yargıçların hesap verebilmesi, dünya yüzünde cari olan ve yargıç

etiğine odaklanan tüm hukuki metinlerin ısrarla savundukları ve etik

değerlerin odağına koydukları öznel, nesnel yansızlık ilkesinin işlerli-

ği gerekçeyle mümkündür. Gerekçe olmaksızın yargıcın muhatapla-

rıyla, kişi ve kurumlarla girdiği ilişkinin değerlerle uyumunu sınamak

olanaksızdır.

II- Gerekçenin Özgeçmişi:

1.Mezopotamya Günleri:

Suskun kadın davası, gerekçenin bilinen öncülü, saptanabilen ilk

soyudur. Sümer Devletinin insanlığa armağan ettiği

tablet kararlar

üze-

rinde yapılan çalışmalar, yargı etiğinin sırtını yasladığı gerekçenin,

Sümer’le yaşıt olduğuna tanıklık eder.

1

İlk gerekçeli karar, bir berber, bir bahçıvanın mesleği saptanamayan

diğeriyle işbirliği yaparak, aile birliğinden neşet eden ödevlerini ihmal

eden kocasını öldürttüğü iddia edilen kadının beraatına ilişkindir.

1

Samuel Noah Kramer; Tarih Sümer’de Başlar, Çev.Hamide Koyukan, Kabalcı, İs-

tanbul, Birinci Baskı, s.82-85 İ.Ö. 1850 dolaylarında Sümer Ülkesinde bir cinayet

işlendi. Üç kişi-bir berber, bir bahçıvan ve mesleği bilinmeyen biri- Lu İnanna adlı

bir tapınak görevlisini öldürdüler. Katiller belirtilmeyen bir nedenle, kurbanın

Nin-dada adındaki karısına kocasının öldürüldüğünü haber verirler. Garip bir bi-

çimde, kadın onların sırrını saklar ve yetkililere bildirmez. Ama o zaman bile, en

azından uygar Sümer yurdunda adaletin kolu uzun ve kesindi. Cinayet Kral Ur-

Ninurta’ya başkenti İsin’de bildirildi ve o da davayı Nippur’daki mahkeme işlevi

gören yurttaşlar Meclisi’nin önüne çıkardı.

Bu mecliste bulunanların dokuzu, yalnızca üç katilin değil, kadının da cezalan-

dırılması gerektiğini savlayarak suçluların sayısını artırırlar; olasılıkla cinayeti

öğrendikten sonra suskunluğunu koruduğu için suç ortağı olabileceğini düşün-

müşlerdi.

Bunun üzerine meclisin iki üyesi kadının savunmasını üstlenirler. Onun cinayette

yer almadığını ve bu nedenle de cezalandırılmaması gerektiğini öne sürerler.

Mahkeme üyeleri savunmanın görüşüne katılır. Kocası sağlığında kadının ge-

reksinimlerini karşılar gibi görünmediğinden kadının suskun kalmakta haklı ol-

duğunu bildirirler. “Gerçek katillerin cezasının infazına” ifadesiyle karar sonuca

bağlanır. Buna göre, Nippur meclisince yalnızca üç kişiye ölüm cezası verilmiştir.