Background Image
Previous Page  297 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 297 / 417 Next Page
Page Background

İbralaşmayı Yoksayan Etik İlişki/Yozlaşan Gerekçe

296

Antik Çağda zirve yapan gerekçe, Platon’un ardılı Aristo’nun

Retorik’i ile bir başka biçim, anlam ve damak yakalar.

2

Gerçekle buluş-

manın usul, esasları üzerine kafa yorar. Temellendirmenin izleyeceği

yöntemi taşıyacak en az yapıyı inşa eder.

Böylelikle gerçek ve doğru/hakikatle vuslatın usuli önemiyle, içe-

riğin ikna eden, inandıran yanının izlemesi gereken güzergah, rota,

yaslanacağı argüman, araç, dil ve söylem hakkında söylenebilecekle-

rin en azını ve ilkini dillendirir.

Aktüel argümantasyonun antik temellerini atar. Sözün özü, yeni

retoriksel kanıt öğretisi ve felsefi retoriğin nüvelerini eker.(Retorik/

Önsöz) Öteki deyişle, retoriğin farklı söylem ve anlamları üzerine so-

luksuz bir tartışma yapar. Belagatin gerçeği zehirleme etkisini kontrol

eder. Gerçek ve doğrunun, sağlıklı yöntem ve araçlarla yakalanması

için gecesini gündüzüne katar.

Gerekçeyi besleyen damarlar üzerine kafa yorar. Yasak delilin hü-

küm üzerindeki etki ve sonuçlarına işaret eder. Böylece diyalektiğin

borçlu olduğu etik değerleri bundan yüzyıllar evvel taşlara kazımış olur.

Bu haliyle pozitif hukuku imrendiren antik bir usul okuması, zamanının

ileri seviye bir temellendirme öğretisi olarak tarihteki yerini alır.

3

Retoriğin, belagatle özdeşleşmesi, gerçeğin tatlı dil ve sözle bü-

tünleşmesi, jest, mimik ve tarzın ispat sahasına sürülmesi manasına

2

Aristotales;

Retorik,

Çev. Mehmet H. Doğan YKY, 8.Baskı, Nisan 2006, İstanbul;

Bu çalışmada Aristoteles, günün geçerli sistemlerin karşı bir saldırıya girişir, on-

ların bir tartışma öğretisi yaratamamış olmalarını ve bütün dikkatlerini coşkusal

çekicilik üzerine toplamalarını kınar. Hocası Platon da, retoriği-“bu inandırma

Ustası”nı-, onu uygulayanlar, hakikat bilgisine ya da saygısına sahip olmaksızın

inandırma yollarını aradıkları için reddetmişti. (Mehmet H. Doğan) Retorik bir

bütün olarak, gerçeğe erişmede izlenmesi gereken usul ve esaslar üzerine kafa

yorar. Temellendirme özü itibarıyla gerçeğe erişmede izlenen yöntem dâhil olmak

üzere gerçek üzerine yapılan tartışmaların da özü özeti olmaktan öte bir anlam

taşımaz. Geliştirilen tartışma kuram ve kültürü, tatlı dilin gerçekle olan bağı ko-

parmasına izin vermemekle birlikte gerçeğin açığa çıkarılmasındaki söylem, tatlı

dil ve güler yüzün rol ve işlevini de kısıtlayarak reddetmez. Bu haliyle ilkin Platon

sonra da ardılı ve öğrencisi Aristoteles geliştirdiği kuramla, çağcıl gerekçe anlayışı

ile usul hukukunun babası ve öncülü olarak kabul edilebilir.

3

Bu ilk usul okumasının, günümüz yöntem hukuklarının atası olduğunu ifade ede-

biliriz. Özellikle ispat sahasına tuttuğu ışıldak ile kanıtlama usul esasları üzerine

imrendirecek bir düzey yakaladığı tartışmadan ayrıktır. Bu özelliklerine rağmen

hiç bir usul hukukçusunun dikkatini çekmemesi ve hukuk tarihçileri tarafından

keşf edilip kürsü ile tanıştırılmaması ciddi bir kayıp olarak telakki edilebilir.