Background Image
Previous Page  299 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 299 / 417 Next Page
Page Background

İbralaşmayı Yoksayan Etik İlişki/Yozlaşan Gerekçe

298

içine çekilme ve orada tutulma ihtiyacı, onu denetleyecek, disipline

edecek gerekçenin anımsanmasına vesile olur. Gerekçe için toparlana-

rak kayıplarını telafi edeceği mutlu ve mesut günler başlar.

Gerekçe; böylece egemenlik kaynağının değişmesi, insan eliyle

kullanılmaya başlamasıyla ikna eden, inandıran, denetleyen, dengele-

yen olarak bireysel, toplumsal ve kamusal hayatın odağına taht kurur.

Öteki deyişle insan aklının dogmayı alt etmesiyle neden, niçin, nasıl,

kim gibi sorularla gerekçe atak yapar, koşullara koşut bir zihinsel geli-

şim gerçekleştirir, hatırı sayılır bir hamle yapar.

4.Amerika ve Avrupa’da Gerekçe:

Gerekçe, argümantasyon teorileriyle erişim modellerinin ilgi ala-

nında olmayı, hatta bir bilgilendirme, aklanma aracı olarak ayakta kal-

mayı ve hukukun gözdesi olmayı başardı.

Kökleri Aydınlanma’ ya uzanan ve bireyin eşit, tarafsız, özgürce

adaletle vuslatını hedeflediği için, hukukun doğru anlaşılmasını, uy-

gulanmasını misyon edinen

Hukuki Şekilcilik Akım

ı ile onu eleştiren,

hukukun vaat ettiklerinden ziyade, gerçek yaşamdaki yansımalarını

ve sonuçlarının anlaşılması gereğine vurgu yapan,

Hukuki Gerçeklik

Hareketi’

nin yarışı, yirminci yüzyılı adalete erişim kavramıyla tanışır.

Amerika’nın bir asırdır, Avrupa’nın üççeyrek yüzyıldır üzerinde

kafa yorduğu ve geliştirme çabası

4

içinde olduğu adalete erişim proje-

sinin önemli bir ayağı olmaktan geri kalmadı.

Bu bakış açısı adalete erişimin zaman sınırını dava öncesine çeke-

rek bireyin adalete erişimini önleyen ve geciktiren her ne var ise, onları

mücadele edilmesi gerekenler listesine alır. Bireyin hukuk ve adalet

ihtiyacını olabildiğince kolay, ucuz, eşit, tarafsız ve özgürce karşılama-

nın olanak ve kolaylığı üzerine ömür tüketir.

4

Aydınlanma döneminin bir eğilimi olarak görülen, Hukuki Şekilcilik Akımı ile

Hukuki Şekilciliğin bir eleştirisi olarak ortaya çıkan Hukuki Gerçeklik hareketi’

nin uzantısı olarak tezahür eden adalete erişimin kökü 20 yy’a yaslanmaktadır.

Hukuki taleplerin çoğalması ve hukuki meselelerin çeşitliliğinin artması sonucun-

da hukuk sistemin beklentilere cevap vermemesi, adalete erişim akımını ortaya

çıkaran toplumsal gelişmelerden yalnızca biridir. Adalete erişim ile sosyal devlet

ilkesi arasındaki ilişkiyi salt resmi hukuk mekanizmalarının yetersizliği üzerinden

anlamamak gerekir; çünkü bu ilişki kişilerin toplumsal kaynaklara erişiminde eşit-

sizliğe neden olan tüm yapısal ve tarihsel engelleri de ima eder. Seda Kalem Berk;

Türkiye’de Adalete Erişim, Göstergeler ve Öneriler; TESEV, Haziran 2011, s. 15-18