

İbralaşmayı Yoksayan Etik İlişki/Yozlaşan Gerekçe
314
Sapmaların nitel ve nicel açıdan iyi sayılabilir bir rezerv sunması-
na rağmen, bu türlerin sağlıklı olarak sınıflandırılmaması, tanımlanıp
betimlenmemesi onların teşhis ve tanısını güçleştirdiği gibi, mücade-
lenin kurumsallaşmasını da önledi.
Karşılaştırmalı hukuk ile bu alanda paslaşma ve işbirliği yapmayı
düşünmeyen deneyimlerin habis huylu gerekçeleri tasnif ederek ad-
landırması bir kaç örnekle mahduttur. Rastladığımız ve öncüllerden
istifadeyle betimleyerek karakter özelliklerini saptadığımız motiflerin
kırka yaklaşması, iki anlama gelir. Birincisi, habis huylu gerekçelerin
epey derinlik ve deneyim kazanması, ikincisi ise bunlarla mücadele
edecek kurumsal bir konseptten yoksunluktur.
Gerekçesizlikle mücadeleyi varlık ve yaşam biçimi olarak telak-
ki eden bir aktarma anlayışının sıradan, tesadüfi ve dağınık bir mü-
cadele sergilemesi, sapmaların derin çatlaklar bularak güçlenmesini
kolaylaştırdı.
Uluslararası hukukun gerekçe bağlamlı asırlık brikimi ve argü-
mantasyon kültüründen bihaber bir deneyimlerin gerekçe denetimi-
nin üzerinde yürüyeceği sağlam kolon ve kirişler bulması mümkün
değildir. Gerekçenin, gerekçeleri üzerine kafa yormayan, el alemin
gerekçesizlikle mücadele disiplinine sırtını dönen deneyimlerin, ölçüt-
süzlüklerle kusur aramaya kalkışması, kusursuz deneyimlerle müçte-
hit olması beyhudedir.
Ölçütsüzlüğün bizi getirdiği nokta ölçüsüzlüktür. Ölçüsüz ve ölçüt-
süz bir gerekçe alemi, kurduğu sağlam ve sarsılmaz gerekçesizlik kültü
ile özgürlükleri temelsizliğe biat etmeye zorlar. Kararların savrulmasını,
güç karşısında çaresiz kalmasını görevin uzantısı olarak görür. Kendine
ve işine sadakatsizliği olağan ve günlük aktivite olarak telakki eder.
Yargılamayı duruşma ile sınırlayan, özdeşleştiren bu bakış açı-
sı gerekçelendirmeyi kürsüyle yurttaş arasındaki etik ilişkiden neşet
eden sorumluluk olduğunu unutur. Unutkanlık, sıradanlaşan sapma-
lara karşı yargıyı duyarsızlaştırırken, yargı-etik ilişki çiftinin kan kay-
betmesinde doğrudan rol alır geriye dönüşü imkansızlaştırır.
5. Kafasını Kuma Gömen Öğreti/Üç Maymunu Oynayan Kibir:
Bu alanda günahsız bulmak mümkün değildir. Amaç ve hedefi
yarının hukukçusunu yetiştirmek, hukukunu yaratmak olan akademi-
nin, gerekçe üzerinden bu hedefini gerçekleştirdiği söylenemez.