

TBB Dergisi 2013 (108)
Hilmi ŞEKER
317
Hükmün tartışılandan teşekkül etmesi, tartışılanın gerekçeye mal-
zeme sağlayan olması, gerekçe-sır arasındaki ilişkiyi kaçınılmaz kılar.
Bu bağlamda gerekçe tartışılan kuşkunun nasıl, neden hükme dönüş-
tüğünü, evrilenin ne olduğunu belirleyen ve anlatandır.
Dolayısıyla tartışma masasından uzaklaştırılan, her ne sebeple
olursa olsun tartışılmayanın, evvelemirde yargılama, gerekçe ve hük-
mün kaybı olacağını unutmamak gerekir.
Gerekçe ile neden sonuç ilişkisi kuracak denli köklü bağları olan
sırrı, lokalize edecek bir düzenlemenin olmaması, kendisini şu veya
bu şekilde peçeleyen nesne ve öznenin yargılanmasını önleyerek, ya-
şamın ve sistemin derinliklerine yerleşir. Orada uyuyan yapıları yargı-
nın görüş alanından çıkarır.
30
Rejim ve toplum açısından hayati olan bir çok adli vaka duruşma
salonuna bir türlü getirilemeyen sır ve gizlerden ötürü yargılanma im-
kanı bulamadığı gibi, bin bir güçlükle edinilen sırrın yetersizliği, olayı
aydınlatmadaki kifayetsizliği bir çok suç ve suçlunun yargılanmasını
engeller.
Sırrın yargı üzerindeki kontrolü, savunmaya irtifa ve mevzi kay-
bettirdi. İddianın gücü karşısında biçare kalan savunma, sırrın iddiaya
sağladığı destek karşısında gerileyerek, değerlerle inatlaşan eylemin
mahkumiyetini önlendi. Hatta almaşık imkan ve olanaktan mahrum
savunmaya ispat sahası kapatıldı.
Yargının, sırrın egemenliği karşısında savunmaya verecekleri hak-
kında aktüel bilgi ve çareden yoksun olması, gözleri sınırların ötesin-
dekilere çevirir.
Deneyimler, sır ve gizlerin savunmayla yarışından ötürü oluşan
kayıpları bertaraf edecek usul ve süreçler konusunda kürsüye ima
birleştirilmesini gerektirir. Birleşme, bir bütün olarak sır ve giz konusundaki bakış
açısının değerler üzerinden yeniden şekillenerek kurumsallaşmasından başka, ya-
ratacağı farklı uygulamaları da önleyecektir.
30
Başta
Dink Cinayet’ i
olmak üzere bir çok cinayet, mahkeme ile kamu otoriteleri
arasında sır üzerinden oluşan ihtilaflardan ötürü, elde edilemeyen bilgisizlikten
neşet eden yoksunluk yüzünden oluşturulan hüküm ve onu vücuda getiren süreç
aklanamadı.
Dreyfus Davası
olarak bilinen davada da savunma sırlara erişerek,
kendisini tahkim edememenin sıkıntı ve sendromunu uzun süre üzerinden ata-
madı. Bu örnek, sır-savunma-gerekçenin tarihi kavgasını gözler önüne seren ve
bir çok dersi barındırır.