Background Image
Previous Page  316 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 316 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (108)

Hilmi ŞEKER

315

Bir avuç idealist, tez, makale ve deneme dışında akademinin bu

misyonuyla barışık eylemediğine, gerekçe konusundaki birikimin

yavanlığı, çoraklığı ve azlığı tanıklık eder. Usul üzerine yazan-çizen

eserlerin gerekçe üzerine söyledikleri öncekilerin yinelenmesiyle sınır-

lı olup, buluş ve kuram yaratmaktan uzaktır.

Sıradan bir kaynak, gerekçe bahsinde bir veya birkaç yargı dene-

yimiyle yetinerek, gerekçenin sınır ötesindeki uğraş, birikim, misyon,

ideal, hayal ve beklentilerine kulaklarını tıkar, gözlerini kaçırır ve sus-

mayı yeğler.

Gerekçenin kitabını yazmak, temellendirmenin tarihi yolculuğu-

nu izlemek, belgeselini yapmak, felsefi kökenlerine inmek, kuytu ve

koyaklarında turlamak bilgi üreten, gerçeği kovalayan kurumların

işidir. Gerekçesizliğin kol gezdiği bir pratikten yaka silken, el eman

eden, feryat figan koparanların haykırış, iç çekişlerle çığlıklarını duy-

mayanları sorumluluktan muaf tutmak adil değildir.

Usul kürsülerinin gerekçeye ilgilerini, bir kaç Yargıtay içtihadı,

vaktiyle kıt imkanlarla ve is kokusu taşıyan eserlerle, bu meseleye eği-

len idealistlerin birikimiyle sınırlamaktan kaçınmaları elzemdir.

Kendilerinden önce gelen deneyimler karşısında üç maymunu oy-

nayan kibrin bırakılması, akademinin gerekçe hakkını, gerekçeli karar

alma hakkına eviren küresel değerleri keşf etmesi, yürek yakan, insan

zekasıyla dalga geçen, bireyi çaresiz kılan sapmaların erkenden teşhis

edilip sisteme sızmasını önler.

Akademi’nin yükünü ağırlaştıran bir neden daha var, sıradan ve

masum olanla peçelenen bu günah, kendisini kesin hükmün sınırları-

nın belirlenmesine gizler. Kesin hükmün sınırlarının belirlenmesinde

gerekçeye hakkettiği payı vermekten kaçınan görüş, ittifakla ve ısrarla

senelerdir gerekçenin belirleyiciliğini küçümser, bir kaç sebep ve ol-

guyla sınırlar.

Yek diğerini tekrardan ibaret, kendisini doktrin olarak lanse eden

girişim, hukuki dinlenilme hakkı, adalete erişim, görünen adaleti ve

ilişkide olduğu civar özgürlükleri hesaba katan bir derinlik, lisan ve

stratejiden uzaktır. Aradan çok zaman, köprüden çok sular geçmesi-

ne, bu fikri gözden geçirecek onca done ve sebep doğmasına rağmen,

hükmün öznel sınırlarının yeni aktörünü hesap dışı bırakmak tercih

olmaktan çıkarılmalıdır.