

TBB Dergisi 2013 (108)
Hilmi ŞEKER
309
Tabanın genişletilmesi
, Erga Omnes
hükümlerle buluşmanın, İnter
Partes’ in büzen, uyuşmazlığı canlandıran, sürdürülebilir kılan nite-
liğinden kurtulmanın, etkin, etkin olmanın, etik davranmanın öteki
adıdır.
Çağdaş hukuklar, bu paradigmanın izlerini taşıyan birçok uygu-
lamayı sinesinde barındırır. Özellikle hükümden etkilenenlerin tespi-
tinde, hükmün sınırlarının tayininde, hükmün çoğulcu ve demokratik
özellikleri belirleyici bir rol üstlenir. Dinlenmeyenin hükümden etki-
lenmeyeceği, hükmün davada dinlenmeyeni bağlamayacağına ilişkin
kaidenin kökeninde bu giz yatar.
Birçok kuralın yazgısını belirleyen bu yaklaşım, uyuşmazlığın
meşru ilgili kavramına duyarlı, tabanı geniş, kapsayıcı bir hükümle
sonlandırılmasını, çoğun demokratik usullerle hükme katılmasını,
çağdaş usullerin odağına alır. Gerekçe ile hüküm arasındaki ilişkinin
derinliği, demokratik usullerle gerekçeye taşınan, kapsayıcı, kucak-
layıcı ve çoğulcu bir tabandan neşet etmesinden aldığı güçle motive
olur. Hükmün geniş bir alanda birçok kişinin yazgısını belirleyeceğini
kabul eder.
Bu, hükmün gerisine bakmadan, duraksama yaşatmadan, uygu-
lama sorunu oluşturmadan kendinden emin, çoğulcu ve demokratik
usullerle oluşması, zengin, katılımcı birikiminden aldığı ilhamla yol
alması, engelleri ikna ederek aşması demektir.
V- Yazmaya İndirgenen/Hiçleşen/İddiasını Yitiren Gerekçe:
Buraya kadar ifade ettiklerimiz, sistemin gerekçe hakkını koruya-
bilecek ziyadesiyle olanak, kolaylık, araç, altyapı ve organizasyon sun-
duğunu benimsemek gerekir.
Cumhuriyetin kuruluşuyla sisteme eklemlenen gerekçe hakkı o
günden bu güne ileriye yönelik bir yatırım yapamadı, hatırı sayılır ya
da imrenilecek bir pratik sunamadı, rezerv oluşturamadı. Kuruluş yıl-
larındaki kimi gerekçelerin kıyas kabul etmeyecek denli ileri bir dil
tartışma, içerik ve üslup sunmaları, aradan geçen zamanın boşa har-
candığı konusundaki kuşkuları aşmaya yetmedi.
Ülkemizde gerekçe, tüm çabalara rağmen istenen patlamayı ya-
pamadı, yurttaş hayatına malına ve özgürlüğüne hükmeden kararla-