

Eşin Rızası
272
Yasa koyucu, maddede eşin rızasına ilişkin bir şekil öngörmemiş-
tir. Hatta rızanın açık olarak verilmesi gerektiği de düzenlenmemiştir.
Buna rağmen ana babanın rıza vermesine ilişkin hükümlerin kıyasen
uygulanmasıyla, TMK’nun 309. maddesi çerçevesinde, eşin rızasının
da evlat edinmeye karar veren mahkemece sözlü veya yazılı olarak
alınıp tutanağa geçirilmesi gerekir. Benzer şekilde rıza verme hakkının
kötüye kullanılması karşısında, TMK’nun 311. maddesi uyarınca rıza-
nın aranmasından vazgeçilebilir.
64
Eşin vermiş olduğu rıza kesindir, şarta bağlanamayacağı gibi, ve-
rildikten sonra geri alınması mümkün değildir.
65
Evlat edinmenin eşin
rızası alınmaksızın gerçekleşmesi durumunda, TMK’nun 317. mad-
desinde düzenlenen
“Yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası
alınması gereken kişiler, küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde
zedelenmeyecekse, hakimden evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler.”
hükmü uygulama alanı bulacaktır.
II. TÜRK BORÇLAR KANUNU’NDA EŞİN RIZASININ
ARANDIĞI HALLER
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK), 01.07.2012 tarihinde yü-
rürlüğe girmesiyle birlikte 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda (BK) bulun-
mayan pek çok yeni kavram ve düzenlemeyi Türk Borçlar Hukuku’na
kazandırmıştır.
66
Eşin rızası alanında yapılan düzenlemelere de bu
kapsamda değerlendirilebilecek -818 sayılı BK’da karşılığı bulunma-
yan- iki yeni maddede yer verilmiştir. TBK’nun 349. maddesinde kira-
lanmış aile konutu ile ilgili hukuki işlemlerde ve 584. maddesinde ise
evli kişilerin kefil sıfatıyla kefalet sözleşmesi akdedebilmeleri için eşin
rızası aranmıştır.
Aslında bu iki madde de TBK’yla getirilen yeni düzenlemeler üst
başlığında toplanabilecek olsalar da kendi aralarında farklılığa sahip-
lenden ayrı yaşamakta olması halinde de rızasının aranmayacağı kabul edilebilir.
Dural, M - Öğüz, T - Gümüş, A., s. 495; Baygın, C.:
“Evlat Edinmenin Koşulları”
,
AÜEHFD, C. VII, S. 3-4, Erzincan 2003, s. 624.
64
Aydoğdu, M., s. 351.
65
Baygın, C., s. 24.
66
Bunlardan bir kısmı, genel işlem koşulları, tehlike sorumluluğu ve aşırı ifa güç-
lüğü gibi başka kanunlarca ya da yargı kararlarınca kabul edilmiş kavramlarken;
bir kısmı da geçici ödemeler, rücu zamanaşımı ve kefalette eşin rızası gibi Türk
Hukuku’nda ilk kez düzenlenen kavramlardır.