Background Image
Previous Page  276 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 276 / 485 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (109)

Emel BADUR

275

Kiracı eşin kira sözleşmesiyle ilgili yapacağı işlemlerden sadece

fesih değil; TMK’nun 194/1. maddesinde kullanılan

“sınırlayamaz”

ifa-

desi gereğince, alt kiracı alınması veya kira sözleşmesinin devri de eşin

rızasına bağlı işlemler olarak değerlendirilmelidir. TBK’nun 349/2.

maddesinde düzenlenen

“Bu rızanın alınması mümkün olmazsa veya eş

haklı sebep olmaksızın rızasını vermekten kaçınırsa kiracı, hakimden bu konu-

da bir karar verilmesini isteyebilir.”

kuralına ilişkin açıklamalar,

“B. Aile

Konutu İşlemleri”

başlığı altında TMK’nun 194/2. maddesi çerçevesin-

de ele alındığından, burada bir kez daha üzerinde durulmayacaktır.

TMK’nun 194/4. maddesinde

“Aile konutu eşlerden biri tarafından

kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildi-

rimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müte-

selsilen sorumlu olur.”

kuralı düzenlenmiştir. Bu maddenin bir benzeri

de TBK’nun 349/3. maddesinde

“Kiracı olmayan eşin, kiraya verene bil-

dirimde bulunarak kira sözleşmesinin tarafı sıfatını kazanması halinde kiraya

veren, fesih bildirimi ile fesih ihtarına bağlı bir ödeme süresini kiracıya ve

eşine ayrı ayrı bildirmek zorundadır.”

şeklinde kaleme alınmıştır.

Her iki maddenin de ortak yanı, aile konutu kirası sözleşmesinde,

sözleşmenin tarafı olmayan eşe kiralayana yapacağı tek taraflı bir bil-

dirimle, sözleşmenin tarafı olma hakkının tanınmasıdır. Bundan son-

rasında TMK’da duruma eş açısından bakılarak, bildirimde bulunan

eşin diğeri ile müteselsilen sorumlu olacağı; TBK’da ise duruma kira-

layan açısından bakılarak, fesih bildirimi ile fesih ihtarına bağlı ödeme

süresini kiracıya ve eşine ayrı ayrı bildirmek zorunda olduğu düzen-

lenmiştir. Ancak her iki maddede de eşin rızasıyla yapılacak bir işlem

söz konusu değildir.

B. Kefalet Sözleşmesi

TBK’nun

“Eşin Rızası”

kenar başlıklı 584/1. maddesinde,

“Eşlerden

biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı

yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu

rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında ve-

rilmiş olması şarttır.”

ifadesi kullanılmıştır. Bu düzenlemenin kabulüy-

le birlikte, Türk Hukuku’nda evli kişilerin kefalet sözleşmesine ilişkin

ehliyetleri açısından üçüncü döneme girilmiştir.