

TBB Dergisi 2013 (109)
Emel BADUR
281
“Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın
artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yara-
rına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler
için eşin rızası gerekmez.”
ifadesiyle, eşin rızasının arandığı ek haller be-
lirlenmiştir. Buna göre adi kefaletin, müteselsil kefalete dönüştürül-
mesi; kefilin sorumlu olacağı miktarın arttırılması ve kefil yararına
olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına neden olacak değişiklik-
ler yapılması durumlarında, kefalet sözleşmesi kurulurken alınan eşin
rızasına bir kez daha başvurulacaktır.
89
TBK’nun 584. maddesinin ikinci fıkrasında sayılan bu haller sı-
nırlı sayıdadır ve tümü kefilin sorumluluğunun ağırlaşması sonucunu
doğurmaktadır. Bu nedenle sözleşmenin kefil için ağırlaşacak şekilde
tadiliyle, eşin başlangıçta rıza verdiği halden uzaklaşması söz konusu
olacaktır. Yasa koyucu eşin rızasına ilişkin düzenlemenin, hiç bir yol-
la dolanılmasını (örneğin TBK m. 603) istemediğini belirtecek şekilde,
sözleşmenin kefil aleyhine ağırlaştığı sayılan hallerde de eşin deneti-
minden geçmesini sağlamıştır.
90
Eğer kefilin eşi, kefalet sözleşmesin-
de yapılan değişikliğe rıza göstermeyecek olursa, bu rızanın eksikliği,
kefilin değişikliğe ilişkin olarak ortaya koyduğu rızanın da geçersiz
olmasına yol açar.
91
Sözleşmenin kurulmasından sonra eşin rızasının aranacağı ilk hal,
“kefilin sorumlu olacağı miktarın artması”
ifadesiyle nitelenmiştir. Kırca’ya
göre
92
, kefilin sorumlu olacağı miktardaki her artış, az ya da çok olması
önem taşımaksızın eşin rızasına bağlıdır. Buna karşılık Gümüş’e göre
93
,
“kefilin sorumlu olacağı miktar”
ifadesi, TBK’nun 583/1. maddesindeki
89
Bu noktada akla gelebilecek bir diğer ihtimal, kişinin bekarken akdettiği bir ke-
falet sözleşmesinden sonra evlenmesi durumunda, kefalet sözleşmesinin 584/2.
maddede aranan unsurlardan en az birini içerecek şekilde tadil edilmesi için
eşinin rızasının aranıp aranmayacağıdır. Bir bakış açısıyla, sözleşmenin kurul-
ması sırasında rızası alınmayan kişinin, sözleşmenin tadiline rıza göstermesinin
gereksiz olduğu düşünülebilirse de; normun düzenlenme amacının evlilik birli-
ğini korumak olduğu ve maddede sayılan tüm hallerin kefilin sorumluluğunun
ağırlaşmasına neden olduğu göz önünde bulundurulduğunda, tadil sırasında evli
olunan eşin rızasının aranması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
90
Kırca’ya göre bu haller, kefil olmaya benzer etkilere sahiptir; kefil olmaya benzer
riskler taşımaktadır. Kırca, İ., s. 441.
91
Özen, F., s. 183.
92
Kırca, İ., s. 441.
93
Gümüş, M. A.: Borçlar, s. 307.