

Eşin Rızası
280
lerine rıza gösterme (denetimde bulunma) hakkının alınmış olması,
TBK’nun 584. maddesinin düzenlenme amacıyla bağdaşır nitelikte
değildir. Öte yandan bu sebeplerle ayrı yaşama hakkının doğduğu
evliliklerde, eşlerden birinin diğerinin yapacağı kefalet sözleşmesine
sorunsuz bir şekilde rıza göstereceğini düşünmek de hayatın olağan
akışına uygun düşmeyecektir.
Ayrıca TBK’nun 584. maddesinin açık hükmü gereğince, sadece
yasal olarak ayrı yaşama hakkının doğduğu hallerde eşin rızası aran-
mayacaktır. Yani yasal olarak ayrı yaşama hakkına sahip olunmaksı-
zın gerçekleştirilen fiili ayrılıklarda (boşanma ya da ayrılık davasının
da açılmamış olduğunun kabulüyle), kefalet sözleşmesinin geçerliliği
eşin rızasına bağlı olmayı sürdürecektir. Buna karşılık, yasal olarak
ayrı yaşama hakkı doğmuş olduğu halde, birlikte yaşamayı sürdüren
eşler açısından -madde lafzi yorumlanmayacak olursa- eşin rızasını
alma zorunluluğu sürmelidir. Çünkü bu durumda korunmaya çalışı-
lan evlilik birliğinin ekonomik bütünlüğü sürmekte ve ayrı yaşanılan
eşe rızasını almak için ulaşmanın zorluğu söz konusu olmamaktadır.
87
Yasa koyucunun eşin rızasına, ayrılık kararının yanı sıra, mehaz
düzenlemenin aksine yasal olarak ayrı yaşama hakkının doğması şek-
linde bir istisna daha getirmiş olması, uygulamada bazı sorunlara yol
açabilecektir. Zira kefalet sözleşmesinin geçerliliği, alacaklının menfaa-
tini doğrudan ilgilendirdiğinden, kefilin eşinin rızasının alınıp alınma-
dığı da alacaklının gündeminde önemli bir yer tutacaktır. Zira rızanın
varlığı, varlığını iddia eden kişi, yani esas itibariyle alacaklı tarafından
ispatlanacaktır.
88
Bu durumda alacaklı -kefilin bekarını tercih etmek bir
yana- kefilin eşiyle ayrı yaşama hakkının doğması nedeniyle, kefilin
eşinin rızasının aranmadığına ikna olmakta zorlanacaktır. Bir diğer ih-
timal ise tarafların yasal olarak ayrı yaşama hakkının doğmasına daya-
narak eş rızası almadan yaptıkları kefalet sözleşmelerinin geçersizlik
yaptırımıyla karşılaşmalarıdır. Diğer istisna olan ayrılık kararı, ortada
bir mahkeme kararı olduğundan, bu tür belirsizliklere açık değildir.
Eşin rızasının arandığı tek hal, kefalet sözleşmesinin kurulması
aşaması değildir. TBK’nun 584. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan,
87
Baş, E.:
“6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda Kefalet Sözleşmesinin Geçerlilik Şartları-
na İlişkin Bazı Yenilikler”
, İÜHFM, C. LXX, S. 1, İstanbul 2012, s. 118-119.
88
Kırca, İ., s. 446.