![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0283.png)
Eşin Rızası
282
“kefilin sorumlu olacağı azami miktarı”
karşılamaktadır. Bu nedenle ke-
falet limiti altında kalındığında, kefilin sorumlu olduğu tutarı arttıran
tadiller bakımından eşin rızası aranmaz. Örneğin kefilin sorumlu ol-
duğu temerrüt faizi oranını arttıran tadil için eşin rızasının aranmasına
gerek yoktur. Eğer kefilin eşi, miktar artırımına rıza vermeyecek olursa,
kefalet sözleşmesi eski miktar üzerinden geçerliliğini korur.
Eşin rızasının arandığı bir diğer hal, adi kefaletin müteselsil kefa-
lete dönüştürülmesidir. Buna karşılık birlikte kefiller arasında yapılan
bir teselsül anlaşmasının eşin rızasına bağlı olup olmadığı açıklan-
mamıştır. Bununla birlikte doktrin
94
, normun düzenleme amacından
hareketle ve görüş birliğiyle, asıl borçluyla veya kefillerin arasında
yapılacak teselsül kararlaştırmalarının da eşin rızasına tabi olacağını
belirtmektedir. Eğer eş, akdin müteselsil kefalete dönüştürülmesine ya
da teselsül sözleşmesine rıza vermezse, kefalet sözleşmesi eski şatla-
rıyla geçerliliğini korur.
Sözleşmenin değiştirilmesi sırasında eşin rızasının arandığı üçüncü
ve son hal, kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına
sebep olan değişikliklerdir. Öncelikle maddede yer alan güvence ve
azalma kavramlarının geniş yorumlandığı ve ayni teminatlardaki azal-
maların olduğu kadar, şahsi teminatlardaki eksilmelerin de eşin rızası-
na dahil edilmesi gerektiği belirtilmelidir. Alacaklının, müteselsil borç-
lulardan veya birlikte kefillerden birini/bir kaçını ibra etmesi, alacağı
teminat altına alan rehinden (tamamından veya bir kısmından) vazge-
çilmesi bu kapsamda değerlendirileceğine şüphe olmayan hallerdir.
95
Kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalıp azalmadığı,
her somut olayda olayın özellikleri dikkate alınarak değerlendirilme-
lidir. Kırca
96
, bu konudaki değerlendirme kriterlerini teminatlardaki
azalma oranı, azalmanın geriye kalan teminatlarla karşılaştırılması, te-
minatların değeri ile asıl borcun miktarı arasındaki ilişki, asıl borçlu ve
birlikte kefillerin ödeme kabiliyetleri olarak belirlemiştir.
94
Kırca, İ., s. 441; Gümüş, M. A.: Borçlar, s. 307; Özen, F., s. 178; Çevik, S. Ö.:
“6098
Sayılı Türk Borçlar Kanunu Uyarınca Kefalet Sözleşmelerinde Eşin Yazılı Rızası”
, Ka-
zancı Hukuk Dergisi, S. 89-90, İstanbul 1013, s. 122-123.
95
Kırca, İ., s. 442; Özen, F., s. 178; Çevik, S. Ö., s. 122; Gümüş, yukarıdaki örneklere,
kefilin kefalet borcunun üçüncü kişiye naklini ve alacaklının kefilin rüçhan hakla-
rını esaslı bir şekilde azaltmasını da eklemektedir. Gümüş, M. A., s. 308.
96
Kırca, İ., s. 443.