Background Image
Previous Page  289 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 289 / 485 Next Page
Page Background

Eşin Rızası

288

Kesin hükümsüzlüğün (butlan) özelliği gereği, bu sözleşmelerin

sonradan yapılacak bir eklemeyle veya zamanın geçmesiyle geçerli

hale gelmeleri mümkün değildir. Eşin geçerli rızası alınmadan yapılan

kefalet sözleşmesinin kesin hükümsüzlüğünü herkes (kefil, kefilin eşi,

asıl borçlu ve hatta alacaklı) ileri sürebileceği gibi, yargıç da resen dik-

kate almakla yükümlüdür. Kesin hükümsüzlüğün dava yoluyla tespit

edilmesine gerek olmadığı gibi bu konuda beyanda bulunulmasına da

bağlı değildir.

Eşin rızasının alınmamasının bu kadar ağır sonuçları olan bir dü-

zenlemede, yasa koyucu eşin haklı bir neden olmaksızın rıza verme-

mesi durumunda başvurulacak bir yol da düzenlememiştir. Halbuki

eşin rızasının arandığı bazı maddelerde (iki tanesi aile konutuna iliş-

kin olan TMK m. 194/2, TBK m. 349/2 ve mal ortaklığı rejimine ilişkin

TMK m. 265) yasa koyucu, eşin rızasının sağlanamaması ya da haklı

bir neden olmaksızın rıza vermekten kaçınması durumlarında, haki-

min müdahalesinin talep olunabileceğini düzenlemiştir.

Bu durum bazı yazarlarca, eşin rıza göstermemek için bir gerek-

çe sunmak zorunda olmadığı

112

, eşin rıza göstermemesi için haklı bir

sebep aranmadığı

113

ve rıza gösterip göstermemek konusunun kendi

takdirinde olduğu

114

gerekçeleriyle yerinde bir yasama tercihi olarak

değerlendirilmiş ve bu konuda hakimin müdahalesinin istenemeye-

ceği belirtilmiştir. Ancak bu tutum, eşe rıza göstermemek konusunda

mutlak bir takdir hakkı sağlamakta ve yeri geldiğinde bu hakkın bir

cezalandırma ya da intikam aracı olarak kullanılmasının da önünü aç-

maktadır.

Bazı yazarlar

115

ise, eşin haklı bir nedene dayanmaksızın rıza ver-

mekten kaçınması durumunda, TMK’nun 2. maddesinde düzenlenen

dürüstlük kuralı çerçevesinde hakimin müdahalesinin istenebileceğini

ileri sürmüşlerdir. Bununla birlikte TMK’nun 195. maddesinde yasa

112

Kırca, İ., s. 447; Özen, F., s. 181..

113

“Zaten bir kefalet sözleşmesinin imzalanmasının da, ailenin ekonomik varlığını tehlikeye

sokacağı düşünüldüğünde, sadece bu bile her zaman haklı bir neden olarak görülebilir.”

Baş, E., s. 126-127.

114

Çevik, S. Ö., s. 129.

115

Aksoylu, N.:

“Borçlar Kanunu Tasarısındaki Kefalet Sözleşmesine İlişkin Önemli Deği-

şiklikler”

, Bankacılar Dergisi, S. 72, İstanbul 2010, s. 99; Yılmaz, M.:

“Türk Borçlar

Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinin Geçerlilik Şartları”

, Türkiye Adalet Akademisi

Dergisi, S. 7, Ankara 2011, s. 77.