Background Image
Previous Page  292 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 292 / 485 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (109)

Emel BADUR

291

(veya iradesi başka bir nedenle sakatlanmışsa), rızasını iptal edebilir.

Kefalet sözleşmesinin tarafı olmayan borçlunun hilesi, üçüncü kişi hi-

lesi olarak değerlendirilmelidir. Alacaklı bu hileden haberdar değilse,

eşin rızasının iptali söz konusu olmamalıdır.

123

Ancak eşin imzalamış

olduğu kefalet senedini okumadığı veya esaslı unsurlarını bilmediği

ve hatta senet düzenlenirken orada olmadığı iddiaları dikkate alınma-

malıdır.

124

Eşin rızasının belirli bir kefalet sözleşmesine ilişkin olmasının bir

sonucu da, eşin rızasıyla kefalet sözleşmesinin birbirleriyle uyum için-

de olmaları zorunluluğudur. Bu konudaki pek çok uyumsuzluk (örne-

ğin asıl borca, alacaklıya, asıl borçluya) kefalet sözleşmesinin geçersiz-

liği sonucunu doğuracaktır. Buna karşılık üzerinde ayrıca durulması

gerekli iki uyumsuzluk türü, adi-müteselsil kefalet ve azami miktara

ilişkindir.

Kefalet sözleşmesi müteselsil kefalete ilişkin olmakla birlikte, eşin

rızasından ne tür kefalete izin verildiği anlaşılamıyor veya adi kefalete

izin verdiği anlaşılıyor ise; kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin ne ola-

cağı, incelenmesi gereken ilk ihtimaldir. Hatta burada verilecek yanıt

iki ayrı duruma (eşin rızasından ne tür kefalete izin verildiği anlaşıla-

mıyor ya da adi kefalete izin verdiği anlaşılıyor) göre de değişebile-

cektir.

Öncelikle eşin müteselsil kefil sıfatıyla taraf olma iradesini ortaya

koyduğu bir kefalet sözleşmesinde, eşin verdiği rızadan onayladığı ke-

falet türü anlaşılamıyorsa, eşin iradesinin yorumlanması gerekecektir.

Bu durumda ilk akla gelecek fikir, eşin rızasının adi kefalete ilişkin ol-

duğuysa da; eşlerin bulunduğu yer veya işin niteliği gereği müteselsil

kefalet daha yaygın ise, eşin iradesi müteselsil kefalete rıza gösterdiği

şeklinde yorumlanmalıdır. Örneğin ticari işlerde kural müteselsil kefa-

leti işaret ettiğinden, böyle bir işlemde eşin rızasının müteselsil kefaleti

kapsadığı yorumunun yapılması mümkün olacaktır.

125

ca, alacaklıya, kefaletin türüne ilişkin bilgilere izin beyanında yer verilmesi, iz-

nin münferit bir kefalet sözleşmesine ilişkin olması, dolayısıyla geçerli bir iznin

varlığı konusunda ortaya çıkabilecek ispat sorunlarının aşılması açısından faydalı

olmakla birlikte zorunlu da değildir. Kırca, İ., s. 444.

123

Özen, F., s. 182.

124

Kırca, İ., s. 446.

125

Kırca, İ., s. 444; Çevik, S. Ö., s. 124. Aksi yönde bkz. Baş, E., s. 124. Baş, normun dü-