

TBB Dergisi 2013 (109)
Ersan ŞEN / Ertekin AKSÜT
341
yaraladığı ve eylemini kendi iradesi ile son verdiği olayda; ortaya çıkan kastı-
nın yaralamaya yönelik olduğu ve bu nedenle duyulardan veya organlardan
birinin işlevinin sürekli zayıflamasına veya işlevinin yitirilmesine neden olup
olmadığı hususunda raporu da alınarak sonucuna göre yaralama suçundan
hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eylemin öldürmeye teşebbüs olarak
nitelendirilmesi”
bozma nedeni olarak gösterilmiş, öldürmeyi gerekti-
recek ölçüde bir husumetin bulunmadığı, olayda bıçağı rastgele salla-
yan sanığın öldürme kastından söz edilemeyeceği belirtilmiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 26.11.2012 tarihli ve 2009/8411 E.,
2012/8682 K. sayılı kararına göre,
“Oluşa ve dosya kapsamına göre; olay
günü sinemadan çıkan sanığın, mağdurlar ile ters bakışma nedeniyle tartıştığı,
tartışma sırasında sanığın, kavga ortamında rastgele savurduğu bıçakla mağ-
dur G’yi biri toraksa nafiz olup, sağ meme başında, sol ön kolda, omuzda, sağ
koltuk altında, sağ glutea bölgelerine toplam yedi kez vurarak pnömotoraksa
ve yaşamsal tehlike geçirmesine sebebiyet verdiği, sanığın, eylemine devam et-
meden olay yerinden kaçtığı olayda; sanığın engel hal bulunmaksızın eylemine
kendiliğinden son vermesi, yaşamsal tehlikeye yol açan yaranın tek oluşu, diğer
yaraların basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir oluşu, sanık ve mağdur arasında
öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunmaması, öldürme kastını gösterir her
türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt bulunmamış olması karşısında; sa-
nığın yaralama kastı ile hareket ettiğinin kabulü ile TCK m.86/1, 86/3-e, 87/1-
d, 29, 62, 53 uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, öldürmeye
teşebbüs suçundan hüküm kurulması”
bozmayı gerektirmiştir.
Sadece suçun maddi unsuru kapsamında incelenen “icra hareket-
leri” esas alınarak, failin hangi suçtan sorumlu tutulacağını belirlemek
isabetli değildir. Önemli olan, failin kastının hangi suçu işlemeye yöne-
lik olduğunu anlamak ve bu konudaki tereddütleri ortadan kaldırmak-
tır. Meydana gelen bir kavgada fail ile mağdur arasında önceye dayalı
veya o an başlamış bir husumet tespit edilememiş, olayın oluş şekil de
kasten öldürme suçunu gündeme getirmemekte ve olay sonundaki neti-
ce, mağdurun hayati önem taşıdığı kabul edilen vücut bölgelerine vuru-
lan birkaç basit bıçak darbesinden ibaret ise, bu durumda suçun mane-
vi unsuru kapsamına giren failin kastını bir kenara bırakarak, yalnızca
suçun maddi unsuru içinde değerlendirilen yara yerlerinden ve olayda
kullanılan vasıtadan yola çıkılarak TCK m.81’deki suç ile ilgili teşebbüs
hükümlerinin tatbikinde hukuka uygunluk bulunmayacaktır
9
.
9
Ersan Şen, Yeni Türk Ceza Kanunu Yorumu, Cilt: I (Madde 1-140), Vedat Kitapçı-
lık, İstanbul, 2006, s.255.