

Laiklik ve Din Özgürlüğü
368
askeri hizmet yükümlülüğü, dini yemin zorunluluğu, bireysel din öz-
gürlüğüne yapılan tipik müdahale örnekleridir. Toplu din özgürlüğü
için tipik müdahale ise dini cemaatlerin geciktirilen ya da reddedilen
resmi başvurularına ilişkindir. Ancak İHAM, dini tatili kutlamak is-
teyen başvuranın, görevini yerine getirmediği için cezalandırılması
olayında, din özgürlüğüne bir müdahale olmadığına karar vermiştir.
64
Alman Federal Anayasa Mahkemesi’ne göre de inanç özgürlüğüne da-
yanılarak kilisenin tatil günlerine uyulması talep edilemez.
65
Anayasa, genel olarak din özgürlüğünün sınırlandırılmasında bir
yasa kaydı öngörmemiştir. Yalnızca dini uygulama özgürlüğünün sı-
nırlanması için Anayasa’nın 14. maddesine atıfta bulunulmuştur. Kö-
tüye kullanılmış temel hak uygulamalarının, temel hak korumasından
yoksun bırakılması görüşüne dayanan bu düzenleme, teorik ve pratik
sorunlar içermektedir. Teorik açıdan temel hakkın doğru ya da kötü-
ye kullanılmış uygulamasını ayırdetmeyi sağlayacak maddi ölçütlere
ihtiyaç vardır.
66
Oysa temel hak sahibi ile toplum ve devletin korun-
maya değer öncelikli çıkarlarının kapsamı, kötüye kullanma kavra-
mıyla belirlenemez. Uygulamada ise 14. maddede kötüye kullanma
olarak nitelendirilip yasaklanan faaliyetlerin incelenmesi, bu kulla-
nım biçimlerinin temel hak ve özgürlüklerin geçerlilik alanına girme-
diği sonucuna varmayı çok güçleştirmektedir. Aslında Madde’nin ilk
konuluş amacı, temel hakların kullanım alanını daraltarak devletin
varolan düzenini yıkmaya çalışan dinsel grupların eylemlerine karşı
etkin olabilme isteğidir.
67
Siyaseti, (çev. Tabur M.), Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul 2012.
64
İHAM, 13.4.2006, Kosteski v. MKD, Nr. 51170/00, Prg. 38.
65
Sachsen eyaletinde yasal dini tatilden yararlanan işçinin aleyhine olacak biçim-
de sigorta katkı payının artırılmasını, Mahkeme kabul edilebilir bulmuştur, bkz.
BVerfGE
1 BvR 190/00.
66
Örneğin Gallwas’ın önerdiği ölçüte göre, “iki taraf arasındaki temel hak ilişki-
sinde taraflardan birinin üst kademedeki bir anayasa normu, anayasaya öngelen
bir fikir ya da pozitif olmayan bir hukuk düşüncesiyle korunmuş çıkarının ihlali
halinde, diğer taraf, ihlale yol açan bu nitelikteki uygulamasıyla hakkını kötüye
kullanmış olur.”, Gallwas H.-U. , Der Missbrauch von Grundrechten, Duncker
und Humblot, Berlin 1967, s. 35.
67
Bu saptama, Madde’nin Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu’nca yazılan gerek-
çesiyle de örtüşmektedir, bkz. Danışma Meclisi Tutanaklar Dergisi, C. 8, B. 130, s.
159-177.