

TBB Dergisi 2013 (109)
Halis YAŞAR
463
Bırakılması Kararları ne olacaktır. Zira HAGB kararları verilen
dosyalarda denetim süresi boyunca devam eden bir yargılama
statüsü devam etmektedir. Kararın denetim süresi içinde yeniden
suç işlenmesi halinde kararın açıklanması ile birlikte karara karşı
temyiz yolu açılmaktadır. Bu şekilde oluşacak kararın kesinleşme-
si yaklaşık 10 yılı bulacaktır. Şimdi bu tür bir davada Yargıtay yeni
içtihatlarıyla kararın kesinleşmesini aradığına göre bekleme süre-
sinin uzunluğu ve içinden çıkılmazlığı da izahtan varestedir.
6-
Hukuk hâkiminin ceza mahkemesinin kararının beklenmesi gere-
ği kabul edilirse davadaki uzama makul bir sürede yargılanmayı
içeren adil yargılanma hakkının ihlaline neden olacaktır. Geç olu-
şan adalet, adalet olarak telakki edilmeyecektir. Nitekim Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi verdiği bir kararında böyle bir bekle-
me nedeni ile adil yargılama hakkının ihlal edildiğine karar ver-
miştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararının ilgili kısmı
aynen şöyledir.
“22. Mahkeme 21 Kasım 2002 tarihinde sonuçlanan ve
başvurana karşı yürütülen cezai kovuşturma kesinlik kazanıncaya kadar
tazminat talebine ilişkin yargılamayı yapan mahkemenin hiçbir mühim
karar almadan, duruşmaları daha sonraki bir tarihe ertelemiş olduğunu
ilk elden gözlemlenmektedir. Ayrıca mahkemenin bilirkişi raporlarının
hazırlanmasını beklediği belirtilmektedir. Bu bağlamda mahkeme, bi-
lirkişi raporlarının hazırlanmasından kaynaklanan gecikmelerde temel
sorumluğun nihayetinde devlete ait olduğunu belirtmektedir.
( bkz.
Kulikowski v.Polonya, no: 18353/03, 19 Mayıs 2009, paragraf 50
ve, Capuano v.İtalya Seri A.No.119, 25 Haziran 1987, paragraf
32)
Ayrıca mahkeme sözleşmenin 6.1.maddesinin taraf devletlere yargı
sistemlerini kendi mahkemelerinin makul sürede karar verme yükümlü-
lüğünü karşılayabilecekleri şekilde düzenleme yapması görevini yükledi-
ğini hatırlamaktadır.
( bkz. Löfler v.Avusturya ( no:2) nn.72159/01,
04 Mart 2004 paragraf 57 )
Yargılama sırasında gereksiz gecikmeler
göz önüne alındığında mahkeme yargılama sürecinde başvuran için çok
önemli olmasına rağmen, ulusal mahkemenin yargılama sürecini makul
sürede tamamlamak için gereken titizliği göstermediğine kanaat getir-
miştir. Mahkeme mevcut davadakine benzer konuların ele alındığı di-
ğer davalarda çoğu zaman sözleşmenin 6.1.maddesinin ihlal edildiğine
rastlamıştır
. ( bkz. Diğerleri arasında Frydlender v.Fransa (GC) no.
30979/96, AİHS 2000VII, paragraf 42–46 ve Daneshpayeh v. Türki-