Background Image
Previous Page  207 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 207 / 441 Next Page
Page Background

İdari Yargılama Usulu Kanunu ve Vergi Usul Kanunu Arasındaki Çatışmaların ...

206

öneren bir yöntemin içerisinde bu tür değer yargısı esaslı yaklaşım-

ların yeri bulunmamaktadır.

100

Sonraki tarihli genel kanunun o alanı

kodifiye eden bir hüküm olması durumunda eski tarihli özel normun

uygulanamayacağı görüşü de klasik yöntemler bakımından anlamlı

gözükmemektedir. Zira o alanı tamamen değiştiren genel norm yeni

davranış koşulları yaratmış ise ortada zaten norm çatışması kalmadı-

ğı sonucuna varmak zor olmayacaktır. Hukuk sistemlerinde iki norm

arasında mantıksal çatışmadan bahsedebilmek için bir normun uygu-

lanabilmesinin diğerinin ihlali sonucunu doğurması gerekir. İki nor-

mun koşulları genel normun yürürlüğe girmesiyle farklı hale geldiyse

ortada klasik yöntemlerle çözümlenecek bir norm çatışması kalmamış

demektir.

Buna karşılık, sonraki tarihli normun genel norm olduğu durum-

larda, lex specialis ilkesi gereği eski tarihli özel normun uygulanması

daha tutarlı gözükmektedir. Hatırlanacağı üzere, lex specialis ilkesi

uyarınca önceki tarihli özel norm, genel normun kaplamı içerisinde

değişiklik meydana getirmektedir. Dolayısıyla çatışan alan itibariyle

özel norm uygulanmaktadır. Bu durumda sonraki tarihli genel norm

sadece önceki tarihli genel norm alanında değişiklik meydana getire-

cektir. Bu değişikliğin özel normun uygulama alanına etkisi yoktur.

Bu nedenle, aksi pozitif hukukta öngörülmediği sürece, sonraki tarihli

genel norm ile önceki tarihli özel norm çatıştığı hallerde de özel norm

uygulanmaya devam edilir. Aşağıdaki bu açıklamalarımız, şekil aracı-

lığıyla gösterilmiştir:

100

Bu bağlamda Sözer’in verdiği örnek ve çözüme katılmıyoruz. Adı geçen yazar,

4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun m. 2 (özel

norm-önceki tarihli) ile sonraki tarihli ve genel norm niteliği taşıyan Kabahatler

Kanunu m.39’un çatıştığını ve her iki normun amaç ve içeriğinden hareketle bu

çatışmanın açık bir şekilde sonraki tarihli genel normun(Kabahatler Kanunu) uy-

gulanması yoluyla çözümleneceğini ileri sürmektedir(Sözer, s.61). Genel kanunun

özel kanuna nazaran tütün yasağını genişletmesi bu görüşün temel dayanağını

oluşturmaktadır. Gerçekten de Kabahatler Kanunu’nun 39.maddesi tütün mamül-

leri kullanma yasağını eski tarihli özel norm niteliğindeki 4207 sayılı Kanun’un

2.maddesine göre daha da genişletmiştir. Ancak bize göre sonraki genel normun

ilk defa yasakladığı yerlerde salt Kabahatler Kanunu( dolayısıyla o kanundaki

yaptırım); buna karşılık her iki kanunun örtüştüğü yerlerde ise eski tarihli özel

kanun olan 4207 sayılı Kanun(dolayısıyla bu Kanunda yer alan yaptırım ) uygu-

lanmalıdır.