

TBB Dergisi 2014 (110)
Zehra ÖZKAN
49
durumunda, yani davalıların ikisinin de müşterek bir planın parçası
olarak birlikte hareket ettiği durumlarda, davalılardan sadece birinin
ihmali olduğunu kanıtlamak diğerine de sorumluluk yüklemek için
yeterli olmaktadır
86
.
Summers
kararından sonra ispat yükünün tersine çevrilmesi pek
çok mahkeme tarafından kabul edilerek uygulanmıştır
87
. Kanada
mahkemeleri tarafından da benimsenen bu karar, zincirleme otomo-
bil kazalarının söz konusu olduğu davalarda da uygulama alanı bul-
muştur
88
. Bununla birlikte bazı mahkemelerin
but for
testini uygula-
mak suretiyle ispat yükünün tersine çevrilmesine karşı çıktıklarının
da belirtilmesi gerekmektedir
89
. Her ne kadar
Summers
kararının genel
kabul gördüğü sonucuna varılsa da,
Glannon
, bu kararının iyi analiz
edilmesi gerektiğini, birden çok davalının olduğu tüm olaylarda bu
davanın referans gösterilemeyeceğini belirtmiştir. İspat yükünün ter-
sine çevrilebilmesi için, öncelikle davacı, her iki davalının da ihmali
bulunduğunu ispatlamalıdır. Bunun yanı sıra her iki davalının da ey-
lemi birbirine benzer olmalıdır
90
.
Keeton
özellikle kusurun hangi da-
valı da olduğuna ilişkin bir delilin bulunmaması durumunda, kusuru
olmayan davalıya sorumluluk yükletilmesinin güçlük arz edeceğini
belirtmiştir
91
.
86
Dobbs, 427-428.
87
Dobbs, s.428; Keeton/Dobbs/Keeton/Owen, s. 271; Glannon, s.147; Fischer,
market share s.1630.
88
Keeton/Dobbs/Keeton/Owen, s. 271.
89
Dobbs, s.428; Glannon, s.147. Bu kapsamda özellikle 1988 tarihli
Senn v. Mer-
rell-Dow Pharmaceuticals, Inc
. (305 Or. 256, 751 P.2D 215) kararı önem arz etmek-
tedir. Nitekim bu kararda ayrıntılı bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Öncelikle Or-
egon hukukunda mahkemenin henüz herhangi bir alternatif sorumluluk teorisi
benimsemediği belirtilmiştir. Ardından hem
Restatement
hem de mahkemelerin
benimsediği alternatif sorumluluk teorileri, verilen kararlar karşılaştırılmak sure-
tiyle ele alınmıştır. Sonuç olarak mahkeme tüm alternatif sorumluluk teorilerinin
haksız fiil hukukunun temel ilkelerine aykırılık teşkil ettiği sonucuna varmıştır.
Nitekim nedensellik ispatı konusunda hakim ilke delillerin üstünlüğü iken, al-
ternatif sorumluluk teorilerinde bu ilke yerine getirilememektedir. Özellikle
davalı sayısının ikiden fazla olduğu olaylarda, her bir davalının zarara neden
olma olasılığının %50’nin de altına düşeceğini vurgulayan mahkeme, herhangi
tüm alternatif sorumluluk teorilerinin geleneksel haksız fiil hukuku ilkelerini ihlal
edeceği gerekçesiyle, alternatif sorumluluk teorilerinin tümünü reddetmiştir. 751
P.2D 220-223.
90
Glannon, s.147-148.
91
Keeton/Dobbs/Keeton/Owen, s. 271.