Background Image
Previous Page  64 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 64 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (110)

Mehmet AKÇAAL

63

sözleşmesinden söz edilemez. Çünkü, Kanunda açıkça herhangi bir

edimin değil, satış bedelinin kısım kısım ödenmesinin kararlaştırılmış

olması gerektiği ifade edilmiştir (BK. m. 264/I). Dolayısıyla, söz konu-

su uyumun, aslî edim yükümlülüğü niteliğindeki satış bedeline ilişkin

olması gerekmektedir

21

.

Öğretide, malın tesliminden önce yapılan ödemeler taksit olarak

kabul edilmemekte, ancak teslimden sonra yapılan ödemeler taksit

olarak nitelendirilmektedir

22

. Bu görüş esas alınırsa, ön ödemeli taksit-

le satıştaki kısmî ödemeleri birer

“taksit”

olarak kabul etmek mümkün

olmaz. Ancak, böyle bir durum kabul edilirse, ön ödemeli taksitle satış

kavramında yer alan ve kısmî ödemeleri karşılamak üzere kullanılan

“taksit”

ifadesi açıklanamaz. Dolayısıyla, kanunkoyucunun Borçlar

Kanunu bakımından terimsel olarak böyle bir ayırımı kabul etmedi-

ği ifade edilmelidir. Ayrıca, Borçlar Kanununun 264 üncü maddesinin

ikinci fıkrasında sayılan ön ödemeli taksitle satış sözleşmesinde yer

alması zorunlu unsurlardan da böyle bir ayırımın yapılamayacağı an-

laşılmaktadır (BK. m. 264/II, b.4,5)

23

.

Kanunda, sözleşmede yer alması zorunlu olan unsurlar kapsa-

mında

“taksitlerin sayısı”

düzenlenmiştir (BK. m. 264/II, b.4). Bununla

birlikte, Borçlar Kanununda ön ödemeli satışlarda ödemenin kaç par-

çaya ayrılması gerektiğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Dolayısıyla, taksitli satışlara ilişkin 818 sayılı eski Borçlar Kanununda

olduğu gibi bu hususun da uygulama ile tespitinin önü açılmıştır

24

.

Sonuçta ödemelerin sayısının birden fazla olmasının yeterli kabul edil-

diği çözüm, söz konusu sözleşme bakımından da makuldür

25

.

21

Ozanoğlu, 66.

22

Ansay, 20; Ozanoğlu, 47.

23

Bu hususta kanun koyucunun bazen

“taksit”

terimini (BK. m. 264/II, b.4,5) bazen

de

“ön ödeme”

terimini (BK. m. 270/I, m. 271/I) tercih ettiği ifade edilmelidir. Aynı

kavramı karşılamak üzere iki farklı terime yer verilmiş olmasının ise, kanun yap-

ma tekniği bakımından pek de isabetli olmadığı ifade edilmelidir.

24

Öğretide hâkim görüş olarak 818 sayılı eski Borçlar Kanunu bakımından taksitli

satışlarda taksit sayısının asgarî iki olması gerektiği ifade edilmekteydi. Bkz.,

Zevkliler / Havutçu, 85. Taksitli satış sözleşmelerinin zorunlu içeriği kapsamında

Borçlar Kanununun 253 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “ikiden az olmamak

üzere taksit sayısı”na yer verilmektedir. Dolayısıyla, kanun koyucunun taksitli

satışlarda asgarî taksit sayısına ilişkin uyuşmazlığı açık bir şekilde çözüme kavuş-

turduğu ifade edilebilir.

25

Aynı yönde Yavuz, Cevdet, Borçlar Hukuku Dersleri, Özel Hükümler, 10. Baskı,

İstanbul, 2012, s. 147.