Background Image
Previous Page  97 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 97 / 441 Next Page
Page Background

Borçlar Kanununa Göre Ön Ödemeli Taksitle Satış Sözleşmesi

96

266 ncı maddenin son fıkrasında ise, ön ödemeli taksitle satış söz-

leşmesinde alıcının, hangi durumlarda ve hangi koşulların gerçek-

leşmesiyle satılanın kısım kısım devredilmesini isteyebileceği; hangi

durumlarda bu hakka sahip olmadığı düzenlenmektedir. Buna göre,

alıcının satılanın kısım kısım devrini isteyebilmesi için, ilk şart, birden

çok şey satın almış veya seçim hakkını saklı tutmuş olmasıdır. İkinci

şart ise, alıcının ancak 256 ncı maddede öngörülen ve peşin satış be-

delinin en az onda birine tekabül eden asgarî peşinatı ödemesidir. Bu

şartlar birlikte gerçekleştiği takdirde, alıcı, satılanın kısım kısım dev-

redilmesini isteyebilir. Ancak, aynı hükme göre, alıcı satılanın eşya

topluluğu

109

oluşturduğu hâllerde bu hakka sahip değildir. Ayrıca,

hükmün son cümlesine göre, satış bedelinin tamamen ödenmemesi

hâlinde, satıcıdan satılanı kısmen devretmesi, ancak geri kalan kıs-

mın yüzde onunun kendisine güvence olarak bırakılması koşuluyla

istenebilir.

Borçlar Kanununun 267 nci maddesinin ikinci cümlesinde, satı-

lanın devrini isteyen alıcının, banka hesabındaki bakiyeden, satış be-

delinin en çok üçte birlik kısmını satıcı lehine serbest bırakabileceği;

son cümlesinde ise, alıcının sözleşmenin kurulduğu sırada böyle bir

serbest bırakma taahhüdünde bulunamayacağı düzenlenmektedir.

Maddenin ikinci cümlesinde satış bedelinin tamamını ödeyerek, sa-

tıcıdan, satılanın kendisine devrini isteyen alıcının, satılan kendisine

devredilmedikçe, hesabındaki ödemelerin en çok üçte bir oranındaki

kısmını, satıcı yararına serbest bırakılmasına rıza gösterebileceği öngö-

rülmektedir. Bu düzenleme sayesinde, alıcı, taksit borçlarını tamamen

ödediği hâlde, henüz devralmadığı satılanın satış bedelinin bu oranı

aşan kısmını kaybetmesi tehlikesine karşı korunabilir. Maddenin son

cümlesine göre, alıcının sözleşmenin kurulduğu aşamada söz konusu

korumayı etkisiz kılan bir taahhüdü geçersiz sayılmaktadır. Böylece,

satıcıların ikinci cümledeki korumanın etkisinden kurtulmalarının ön-

lenmesi amaçlanmaktadır.

109

Eşya topluluğunda, birden fazla eşyanın bağımsızlıklarını kaybetmeksizin ortak

bir amaç doğrultusunda ekonomik bir bütün oluşturmak üzere bir araya getiril-

mesi söz konusudur. Oğuzman / Seliçi / Oktay-Özdemir, 9; Ayan, Mehmet, Eşya

Hukuku, I, Zilyetlik ve Tapu Sicili, 6. Baskı, Konya 2012, s. 19.